|
|
ARALIK 2006
|
|
|
Çizgi-yorum – Semih Poroy |
Sayfa:2 |
Zihniyetler Haritası, Çokkültürlülük ve Korku Kültürü – Süreyyya Evren / Sayfa 3
Eurozine’in düzenlediği 19. Avrupa Kültür Dergileri Buluşması, ana temasını “dostluk ve düşmanlık” olarak belirlemişti. “Dost ve Düşman -Paylaşılan Mekân, Bölünmüş Toplum” teması ‘toplumsal kabarmaların aynı zamanda hem sahnesi, hem de katalizörü olarak şehir’ konusunu masaya yatırmayı hedefliyordu. |
|
|
Unutu (Şiir) – Sait Maden |
Sayfa:6 |
|
|
|
Korku Şehri: Londra ve Terörle Savaş – Les Back |
Sayfa:7 |
Yanlış tanıma ve korku politikası, yaşamın koreografisine zarar veriyor; yalnızca birlikte yaşama ve otobüsün ya da metro vagonunun kamusal alanını paylaşma yetimizi ağır ağır yok etmekle kalmıyor, riski ve tehlikeyi belirleme yetimizi de engelliyor. Yanlış tanıma politikası, ırkçılığa zemin hazırlıyor; ortaya çıkan kaygılar, renk çizgisindeki ikili bölünmelerle koşutluk göstermiyor ve hiç kimse bu kaygılardan bütünüyle arınmış olamıyor. |
|
|
Polonyalı Tesisatçı ve İmge Oyunu – Irena Maryniak |
Sayfa:16 |
Haklı olanın cesur savunucusu şeklindeki sevimli Polonyalı imgesini İngiltere’ye taşımaya yönelik bu bir ölçüde düşüncesiz çaba, Polonya hükümetinin ülkedeki yurttaşlarıyla yurtdışındaki Polonyalılar arasında daha etkili bir ağ yaratmaya yönelik halihazırdaki girişimleriyle uyum içindedir. Dış İşleri Bakanlığı’na göre, Polonya nüfusunun üçte birinden fazlası yurtdışında yaşamaktadır. |
|
|
Heraklit İstanbul’da (Şiir) – Yüksel Pazarkaya |
Sayfa:22 |
|
|
|
Gülseli İnal ile Söyleşi – Ayhan Şahin |
Sayfa:23 |
Zamanı bizler yorumlarız: dünyada yaşayan varlıklar, algı olarak mutlak zamana inanır, ayrıca idrak zamanda da geçmiş-şimdi-gelecek dizgesi var; oysa bana göre, bütüncül zaman ve yekpare bir zaman var, bu yekpare akış içinde hareketi görüyorum. Bütün şiirim, bu yekpare akış içindeki hareketi koymak ve zamanın ne olduğunu anlamaya çalışmaktan ibaret. |
|
|
Gülseli İnal Şiiri Gülseli İnal Şiiri İçin Derkenar – Şeref Bilsel |
Sayfa:29 |
Şair, dilsel malzemeyi yorumlayarak, taşırarak kullanır. Bu taşmanın kendi içinde de bir örgütlü tarafı var: Gülseli İnal şiiri, bunu somutlayacak örneklerle bereketli bir alan. Malzemeyi yorumlayarak kullanmak Gülseli İnal’ı realitenin kabuğuyla çatışmaya sokuyor. Bu kabuk kırılınca “sahicilik” (görünenin arkasındaki) karşılıyor bizleri.
|
|
|
Doğan Hızlan 70 Yaşında - Bütün Zamanların Onur Yazarı – Melisa Gürpınar |
Sayfa:32 |
Doğan Hızlan, her yanlış anlaşıldığında mahalle kahvelerinden edinilmiş deneyimlerini edebiyat düzlemine taşıyan bir kalem erbabı değil, yazılarında kendini, muhataplarını ve bilgileri durmadan gözden geçiren, markalaşmış bir kültür insanıdır. Dilerim daha çok uzun yıllar, okurlarını özgün bir biçimde eğiten, en azından belli bir düzeye çeken ve sanatı simgeleyen konumunu hep sürdürür. |
|
|
Yaşam Sanatı, Sanat da Yaşamı Var Etmeli – Adnan Özyalçıner |
Sayfa:34 |
Doğan Hızlan’ın eleştiri anlayışında toplumculuk ya da bireycilik gibi bir ayrım yoktur. Yazar, sanatçı, yaşamı ve yaşanılan gerçekleri yorumlarken sanatın gerçeğini yansıtabiliyor mu, onun için önemli olan buydu. Bu yüzden, Doğan Hızlan’ın yazılarında, edebiyat ve sanat yaşamını, yaşamın ve sanatın gerçek yüzünü, geniş bir yelpaze içinde izleyebilirsiniz. Onun eleştirilerinde uzun boylu yergi ya da övgüler yoktur. O, ele aldığı sanat yapıtının, sanatçının, bizim bir okuyuşta, bir izleyişte görmediğimiz, göremediğimiz bir yönünü gösterecektir. Bu o yapıtın yaşayan, yaşayacak olan yönüdür. Kalıcı olan, evrensel yanıdır. |
|
|
Leylâ Erbil’in Romanlarında Siyasal Söylemin İşlevi – Nilay Özer |
Sayfa:36 |
Siyasal söylemlerin en kestirme ifadesi sayılabilecek ve en hızlı şekilde dolaşıma giren sloganların Erbil’in bütün romanlarında doğrudan ya da dönüştürülerek kullanıldığı, farklı siyasal görüşlere ait klişeler olarak birbirine kırdırıldığı görülür. Kimi zaman bir karakterin kendi duygularını bile slogan benzeri cümlelerle ifade ettiği dikkat çeker. |
|
|
Şiirler (Şiir) – Orhan Alkaya |
Sayfa:41 |
|
|
|
Bahtının Rüzgârında Bir ‘Can’ (Öykü) – Celal Özcan |
Sayfa:42 |
Bu hoyrat sevecenlik, bu acımasız sevgi, bu baba yakınlığını da aşan bencil koruma soyluluğu, Çakoz Hamdi’nin karmakarışık yaşam filminin belki de en önemli, en dengeli doğrusuydu. |
|
|
Sözün Kıyılarında – Feridun Andaç |
Sayfa:46 |
Yaşadığımız dönüşüm her şeyi kuşatıyor. Çekip alıyor, silikleştiriyor. Durduğum yerde bakışımın erdiği yerleri gözlüyorum. Kurtuluş olarak yazmak çekip alıyor beni yanına, ötelere sözüm yok artık...
|
|
|
Evcil Kedi (Şiir) – Ezra Pound |
Sayfa:48 |
|
|
|
Edebiyatın Küreselleşen Ekonomisinde Ödüller Cümbüşü |
Sayfa:49 |
Ödül, takdirin ifadesi olarak, itibarın resmileştirilmesidir. Bir değer biçme aracıdır. Neyin iyi ya da kötü; neyin moda (‘in’), neyin demode (‘out’), neyin güncel, neyin mazi olduğuna karar vermenin kıstasıdır. Kültür sahasında bir skor tabelası gibidir. |
|
|
Kültür Gündemi: Ödüller Cümbüşü Soruşturma: Ataol Behramoğlu, Kemal Özer, Müge İplikçi, Necmi Zekâ, Necmiye Alpay, Pınar Kür, Sabit Kemal Bayıldıran, Tarık Dursun K. |
Sayfa:53 |
• Ödüller çağında yaşıyoruz. Her yıl gösterime giren filmlerin toplam sayısından çok sinema ödülü verildiği söyleniyor. Müzik alanında Michael Jackson bugüne dek 240 ödül almış, mimar Frank Gehry’nin 130, yazar John Updike’ın 39 ödülü var! Ödül çılgınlığının kültürel değerleri belirlemede ve beğenileri şekillendirmede eleştiri sanatının yerini aldığı ileri sürülüyor. James English, “The Economy of Prestige: Prizes, Awards, and the Circulation of Cultural Value” (Prestijin Ekonomisi: Ödüller ve Kültürel Değerin Dolaşıma Girmesi, Harvard University Press, 2005) adlı kitabında bir tür kültürel cinnet noktasına yaklaştığımıza dikkat çekiyor ve “Bir tek gün geçmiyor ki, yeni bir ödülün verilmeye başlandığı duyurulmasın!” diyor. Tabii ödül söz konusu olunca; prestijin ekonomisi, kültürel değerlerin dolaşıma girmesi, ödüllere sponsor olan/olabilen kuruluşlar, şöhret, ticaret, kazanmak veya kaybetmekle bir ilgisi olmayan edebiyatın başarı cenderesine sokulması ve küreselleşme gibi temalar çerçevesinde birçok soru akla geliyor. Ödüllerin günümüz kültür alanındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? • Ödüllerin Türkiye’de son onyıllarda izlediği seyre baktığımızda, özellikle yeni yazarların önünü açan olumlu bir işlevi olduğunu görüyoruz. Öte yandan ‘ödül enflasyonu’ndan söz edip, bu durumun ödüllerin değerini düşürdüğünü savunanların sayısı da bir hayli fazla. Tabii küresel ödül sistemiyle birleşmeye başladığımıza dikkat çekenler de var. Edebiyat ortamımızda sizce ödüllerin yeri nedir? Eleştiri kurumunun yerini aldığını söyleyebilir miyiz? |
|
|
Afrodisyaslılar Tanrılar İmparatorlar (Şiir) – Cengiz Bektaş |
Sayfa:60 |
|
|
|
“Umudumuz Ecevit” – Mustafa Şerif Onaran |
Sayfa:61 |
Bülent Ecevit’i omuzlayanlar söylencelere yakışan bir “Karaoğlan” yaratmışlardır. “Şeyh uçmaz, onu müritleri uçurur” anlayışıyla düzgün bir siyasetçide değişik bir kimlik aranır. En azından “İçerdeki adam”a saygılı olan bir ozan kimliği. |
|
|
Bülent Ecevit’in Şiir Evreni – Yücel Kayıran |
Sayfa:64 |
Ecevit’in şiiri, anlatıcı-benin, birey olma sürecinin, yani bir oluş halinin şiiri değildir. Tam tersine, evren, toplum ve insan hakkında belli bir kavrayış düzeyine gelmiş bir öznenin şiiridir; ama evrenin, toplumun ve insanın gelişimini dile getirmez. Sosyoloji ve psikolojiden çok, felsefi bir atmosfer hâkimdir onun şiirinde. |
|
|
Didaktiktir Yaşam (Şiir) – Mehmet Taner |
Sayfa:67 |
|
|
|
Tezer Özlü Adlı Kız Çocuğu – Sennur Sezer |
Sayfa:68 |
Tezer Özlü bir kız çocuğuydu. Büyümek istemeyen, büyüme sancılarından kaçamayan bir kız çocuğu. Çünkü o büyüdüğü büyük şehirde de kız çocuklarının çocuklukta bile sorumluluklardan kaçınamadığı bir toplumun çocuğuydu. Ve buna karşı çıkışını haykırdı yazdıklarında. |
|
|
Gün Büyürken (Şiir) – Adil İzci |
Sayfa:69 |
|
|
|
Tabu Onarılmaz – Semih Poroy |
Sayfa:70 |
Orhan Pamuk Nobel’i aldı. Aldı almasına da, daha eline geçmeden armağanını ondan kapmaya çalışıyoruz. Kapıp yere atacağız, bir ara İtalyan mallarının üstünde tepindiğimiz gibi ayaklarımızın altında ezip un ufak edeceğiz. |
|
|
Mektup (Şiir) – Tahir Abacı |
Sayfa:71 |
|
|
|
Tanıdığım Ozanlar ve Âşıklar – Erdoğan Alkan |
Sayfa:72 |
Şarkışla’nın orta yeri çarşıydı. At nalı biçiminde sıralanmıştı bakkallar, halkın “çapıtçı”, “monifaturacı” dediği bez ve kumaş dükkânları, orak, kazma, kürek gibi tarım aygıtları satıcıları, Türkiye’ye yeni yeni girmeye başlamış temel sanayi ürünü, dikiş makinesi satan singerciler, kahveler. |
|
|
Sensiz Olunca (Şiir) – Mahmut Temizyürek |
Sayfa:73 |
|
|
|
Tanpınar’da Müziğin Bergsoncu Algılanımı – Tamer Kütükçü-Sanem Kızılarda |
Sayfa:74 |
Tanpınar, Bergsoncu felsefe ışığında müzik eserleri üzerinden bir sürerlilik kurarken, kuşkusuz geçmişle bağları kesmeye yönelik dönemin kanonik yaklaşımını karşısına alır. Bununla beraber, sürerlilik noktaları yine de sistemi ortadan delmeye yönelik bir cephe oluşturmaz. Aksine, sistemin değerleriyle ortak noktalarda buluşan, döneminin kanonik anlayışları ile tam bir çatışma oluşturmayan bir muhalefet geliştirir. |
|
|
Eleştiri Tarihinden – Mehmet Rifat |
Sayfa:85 |
Buu sayıda Eleştiri Tarihinden okurlarına Rus asıllı Amerikalı dilbilimci ve yazın kuramcısı Roman Jakobson’un (1896-1982) 1919 yılında Rusça olarak yayımladığı bir eleştirel incelemeyi (“Futurizm”), Tzvetan Todorov’un Fransızca çevirisinden (“Futurisme”) dilimize aktararak sunuyoruz. |
|
|
İran Kadın Sanatında Aşk, Cinsellik ve Dişil Arzu – Hande Öğüt |
Sayfa:85 |
Müslüman feminist Kasım Amin kadınların tecrit edilmekten pek hoşlanmadıklarını, bu kurala mecbur oldukları için uyduklarını gözlemleyerek, korkulan şeyin fitne olduğu sonucuna varır. Ki fitne Arapçada güzel kadın anlamına da gelir. Amin’in kullandığı anlamda fitne, kadınların yarattığı cinsel düzensizliğin sonucu olan kaos şeklinde tercüme edilir. |
|
|
Yeni İmzalar – Enver Ercan |
Sayfa:92 |
İyice yakınlaşmış ya da olgunlaşmış şiirleri yayımlıyorum. Daha bir süre çalışması, kendini geliştirmesi gereken arkadaşları böyle sıralayıp, en azından şiirlerini okuduğumu anlasınlar istiyorum. Henüz bu durumda olan arkadaşlara söylenecek şeyler aynı aslında: Okuyacaklar, şiirin bilgisini edinecekler, kültürel donanımlarını artıracaklar. Bu süreç kendi şiirlerinin önünü açacak; böyle bir yetenekleri varsa tabii. Üstelik bunun herhangi bir reçetesi de yok. Herkes kendi serüvenini yaşayacak. |
|
|
Ağla(ma) (Şiir) – Emin Kaya |
Sayfa:92 |
|
|
|
Kör Ejder (Öykü) – Melis Kutlu |
Sayfa:93 |
|
|
|
Kumar (Şiir) – Mehmet Ersoy |
Sayfa:95 |
|
|
|
Yerçekimli Günaydın (Şiir) – Umut Ünalan |
Sayfa:96 |
|
|
|
|
|
ARALIK 2006 - KİTAP EKİ
Atilla Birkiye ile Söyleşi DENİZ DURUKAN 1
Her Şey Bir Mevsim NURDURAN DUMAN 4
Osman Şahin ile Söyleşi CEYDA DEMİRCİOĞLU 6
Olaylar ve İnsanların Peşinde Bir Ömür ORHAN DURU 10
Kitap İçin TANER AY 11
Canım Acıyor Baba ATİLLA ŞENKON 13
Onat Kutlar Kitabı B. NİHAN EREN 15
Sanki Yarın Nisan OLCAY ÖZMEN 16
Tülay Ferah ile Söyleşi GLÜCE BAŞER 18
Şen Saat FARUK DUMAN 22
Yenilgi Oyunu BÂKİ ASİLTÜRK 23
Yüreğimin Kıyısnıda TÜLİN TANKUT 24
Vedat Türkali Ansiklopedisi EŞBER YAĞMURDERELİ 26
Peter Pan MELİKE AYDIN 28
Bedenin Farklı Halleri BÜLENT USTA 30
Şiir Taşı MUSTAFA KÖZ 31
Tozlu Raf DENİZ DURUKAN 34
Yeryüzü Kitaplığı GÜLCE BAŞER 35
Yeni Yayınlar REYHAN KOÇYİĞİT 37 |
|
|
|
|
|