|
|
MART 2006
|
|
|
Çizgi-yorum – Semih Poroy |
Sayfa:2 |
|
|
|
Seven Kıskanmaz – Pınar Kür |
Sayfa:3 |
Gerçek kıskançlık varoluşsal bir sorundur. Size bakan gözde bir varmış bir yokmuş duruma düşmek... Bu göz bir dosta, bir sevgiliye, ya da bir patrona ait olabilir hayatın çeşitli dönemlerinde. İlk ve belki de bilinçsiz ama en doğal ve gerçek kıskançlık yeni doğan kardeşiniz karşısında duyduğunuz tepki değil midir? |
|
|
Kıskançlık Bana Uzak Bir Duygu – Nazlı Eray |
Sayfa:4 |
Ben kıskanmayı bilmiyorum ama ‘kıskançlık’ dolaylı olarak benim hayatımda hep var. Farkına varınca, bu beni çok üzer. Doğuştan şanslı bir insan sayılırım. Bu da kıskançlığı çekebilir. |
|
|
Kıskançlığın Soykütüğü – Hilmi Yavuz |
Sayfa:5 |
Kıskançlık, Aşk’ın mülkiyet halidir. Barthes’in Littré’den alıntıladığı tanımla söylersem, ‘Kıskançlık, Aşk’ta doğan ve sevilen kişinin başka birini yeğlemesi korkusunun ürünü olan duygu’dur. Öyleyse, sadece sevilen değil, sevilen’in yeğlemesi olasılığı olan öteki de kıskanılır. |
|
|
Kıskançlık – Orhan Duru |
Sayfa:6 |
Kıs kıs kıskanıyorum. Kıskanmaktan uzaklaşmak istiyorum. Ama o ne? Kendimi gene kıskançlık denizi ya da deryası içinde buluyorum. Nasıl olduğumu bilmiyorum ama oluyor. Demek ki doğal bir işlem ve bağlam bu, bilinçaltından gelen ya da omurgamızı, omuriliğimizi ve kuyruk sokumumuzu ilgilendiren bir olay. Ya da bu durum beni Pavlov deneyimini düşündürmeye sürüklüyor. |
|
|
Kıskançlığın Zararları ve Yararları – İbrahim Yıldırım |
Sayfa:7 |
Kıskançlığı bir şeye benzetmeye kalkıştığımda, aklıma yalnızca ‘akrep’ geliyor. Bunun nedeni ‘kıskaç’ sözcüğünün yaptığı çağrışımlar ve akrebin kendini sokması da olabilir. Belki de Fuzuli’nin şu beyti beni böyle düşünmeye yöneltiyor: “Akreb râkibin şerrini uşşaktan def etmeğe/ Ey şuh gözlü şah-ı gül ol huse-i reyhanı sun”. |
|
|
Ben... – Necati Tosuner |
Sayfa:10 |
Kıskanç biri değilim. Nasıl imrendiğini, nasıl özendiğini kendinden gizlemezsen, boşa çıkacak umutlar yaratmaktan korkmazsan, dahası, yıkıntılardan dirençler çoğaltmayı başarabilirsen, kıskanç olmazsın. |
|
|
Kıskanç Sevgili – Murat Gülsoy |
Sayfa:11 |
Metresim olmayı kabul etmedi. Etmiyor. Ne yaparsam yapayım, ne kadar soğukkanlı davranmaya çalışırsam çalışayım bir yolunu bulup tüm ruhsal dengemi altüst etmeyi başarabiliyor. Ne onu, ne de diğerlerini terk etmek aklımın ucundan bile geçmiyor. Benim de dramım bu zaten. Eh, herkesin hayatta bazı sorunları vardır. |
|
|
Kıskaçtaki Kıskanç – küçük İskender |
Sayfa:13 |
Hayatım boyunca hiçbir şeyi, hiçbir kimseyi kıskanamadım; bunun ruhsal bir eksiklik mi, yoksa ‘tercih’ mi olduğunu kavrayamamamın nedeni, imrenmek ile aralarındaki farkın ‘akla uygun hale getirme’ noktasındaki karışıklığı denilebilir ya da sosyal baskılar yüzünden işin içinden çıkamama; erdemli davranmak durumunda kalınca insani saçmalamalar. İmrenmek, stabil bir beden yaratıyor sonuçta. İmreniyor ve daha ileri gidemiyorsunuz. Beğeninin ıslah edilmiş hali belki de. Beğeninin vahşi tarafında ise, kıskanmak bekliyor. |
|
|
Aşkın Negatif İmgesi: Kıskançlık – Hande Öğüt |
Sayfa:14 |
Sanrılı bir saplantı, patolojik bir illettir kıskançlık. İnsanı yek diğerine kırdıran, kıyımlara, katllere, özyıkıma neden olan iflahı mümkünatsız bir hastalıktır hem de. Tarihin ve insanlığın ilk cinayeti, bir kıskançlık nihayetinde işlendi. Âdemoğullarından Kâbil, kardeşi Habil’i öldürdü, gözünü kırpmadan. |
|
|
Deniz (Şiir) – Arif Damar |
Sayfa:22 |
|
|
|
Yaşar Nabi ya da “Varlık” – Tahsin Yücel |
Sayfa:23 |
Yaşar Nabi Bey’le 1953’ten 1960’a yedi yıl birlikte çalıştık. Daha sonra da dostluğumuz hep sürdü. Bu yüzden olacak, ondan söz açıldı mı, ona ilişkin bir yazı yazmam ya da konuşma yapmam istendi mi hemen anılar üşüşür beynime. Ama bu kez bu eğilim karşısında direnmek, Yaşar Nabi Bey’in ya da, ikisi aynı kapıya çıkar, Varlık dergisi ve Varlık Yayınları’nın yazın, ekin ve toplum yaşamımızdaki işlevinden söz etmek istiyorum. |
|
|
Yazınımızın Büyük Emekçisi Büyük Aydınlanmacımız Yaşar Nabi – Mehmet Başaran |
Sayfa:25 |
Yaşar Nabi, çok sevdiği, tüm yapıtlarını dilimize kazandırdığı İstrati gibi, “insan topluluğuna içindeki tanrısal cevherden bir şeyler katmak için, yaşamı süresince emek harcamış, didinmekten geri kalmamış” biridir. |
|
|
Nereye Gidiyoruz? – Mustafa Şerif Onaran |
Sayfa:28 |
Varlık gibi Cumhuriyet döneminin en önemli dergilerinden birini yayımlamış olan Yaşar Nabi, Cumhuriyet devrimlerinin oluşmasına, günümüze doğru geçirdiğimiz toplumsal çalkantılara nasıl bakıyor? Yönetim erkini ele geçirenlerin düştüğü yanlışlar, devrimlerin yerleşmesine nasıl engel olmuştu? |
|
|
Mücella ya da Dayımın Daldaki Limonları (Öykü) – Mustafa Balel |
Sayfa:31 |
|
|
|
Edip Cansever: Bir Büyük Yalnızlık – Metin Celâl |
Sayfa:36 |
Edip Cansever, Türk şiirinin insanın en çok içine işleyen şairlerinden. Bu “içe işleme”nin temel nedeni kendinden, bireyden yola çıkan, yine bireyi hedefleyen şiirler yazmış olması... Aynı zamanda bu şiirlerin tam anlamıyla Edip Cansever’ce olması, çoğaltılamazlığı, taklit edilemezliği... |
|
|
Kırmızı Şapkalı Tespit Böceği – Ahmet Önel |
Sayfa:41 |
Kolaylıkla zenginleştirebildiğimiz, kendimize göre yeniden biçimlendirebildiğimiz popüler masal hangisidir? Kırmızı Şapkalı Kız, doğru bildiniz! Öncelikle bir cazibe barındırıyor; evet, yalnızca anlatıcı olmakla yetinmeyin, masal kahramanlarından birinin rolünü de üstlenmek için özel bir çağrı mı bekliyorsunuz yoksa? |
|
|
Rodos İçin Dokuz Beyit (Şiir) – Osman Serhat |
Sayfa:42 |
|
|
|
Yok Olmanın Estetiği... – Yıldız Ecevit |
Sayfa:43 |
Seksenli yıllarda ürün vermeye başlayan, doksanlarda ise modern Türk edebiyatının en etkileyici romanlarından kimilerine imzasını atan Hasan Ali Toptaş, hiç kuşkusuz gecikmiş romantizmin Türk edebiyatındaki en bilinçli temsilcisi, en güçlü kalemidir. Kendisiyle yapılan son söyleşide 19. yüzyıl başı Alman romantikleri gibi konuşmayı sürdürüyor; yaşamda da, onun için yaşamla özdeş olan yazma ediminde de “sınırlı olanın içinde sınırsızlığı aramak zorundayız gibi geliyor bana,” diyor. |
|
|
Birlikte Okumak(mı?) – Hülya Bulut |
Sayfa:49 |
Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde yer alan bilgilerle 20. yüzyıl yazarlarının eserleri arasında bağlantılar kurmak, ortak noktalar saptamak mümkün müdür? Yazarlar arasından özellikle Ahmet Hamdi Tanpınar’ın eserleri üzerinde durmak, bağlantılara ulaşma açısından doğru kaynak olabilir mi? Bu çalışmadaki temel hedef, yukarıdaki sorulara yanıt bulabilmek olacaktır. |
|
|
İlk Karda (Şiir) – Salih Bolat |
Sayfa:52 |
|
|
|
Akdenizli (Öykü) – Süha Tuğtepe |
Sayfa:53 |
|
|
|
Rü’ya (Şiir)– Osman Hakan A. |
Sayfa:56 |
|
|
|
Erendiz Atasü ve “Açıkoturumlar Çağı” – Oya Batum Menteşe |
Sayfa:57 |
Erendiz Atasü Dağın Öteki Yüzü adlı ilk romanının sonunda “Yazgı nedir?” sorusunu sorar ve yanıtı yazar /anlatıcı kişisine şöyle verdirir; “Kişinin içine doğduğu tarihselliğin sınırları”ndan (1999: 227) başka nedir ki “yazgı”? Son romanı Açık Oturumlar Çağı (2006) da bu noktadan başlıyor, bu son romanda Atasü kişinin yaşamının istese de istemese de nasıl içinde yaşadığı tarihsel süreçten etkilendiğini, hatta onunla şekillendiğini sergiliyor. |
|
|
(G)iz (Şiir) – Metin Göz |
Sayfa:60 |
|
|
|
İlk Ev – Adil İzci |
Sayfa:61 |
En eski en eski izler... Usuma düşenlerden hangileri daha önce, hangileri daha sonra? Ev denen sıcaklığın ne zaman, nasıl farkına varmışımdır? Odalar, duvarlar, tavan... ne zaman odalar, duvarlar, tavan... oldu? Kapıları, pencereleri ilk nasıl algıladım? Taş eşiklerden ilk kez bir başıma nasıl indim? Şimdi bunlara benzer, bunlarla iç içe hiçbir şeyi çıkaramam. Hem kim çıkarabilir ki! |
|
|
Haiku’lar (Şiir) – Engin Korelli |
Sayfa:63 |
|
|
|
Âşık Veysel’i Hazırlayan Ozanlar – Erdoğan Alkan |
Sayfa:64 |
Âşık Veysel’in birikimi ve şiir geleneğinde tekkelerin büyük payı var. Çocuk Veysel’in çaldığı ilk saz, Sivralan’ın yanı başındaki Ortaköy’ün Mustafa Abdal Tekkesi’ndeki Hasan Baba’nın Karacahmet’le gönderdiği saz. Karacahmet Musta Abdal Tekkesi’ne giderken oğlu küçük Veysel’i de götürürdü zaman zaman. Kulakları böylece Alevi ozanların, tekke şairlerinin dizeleriyle dolardı. |
|
|
Mircea Eliade: Sözlü Edebiyat II – Mehmet Rifat |
Sayfa:68 |
Göstergebilime Giriş çağdaş göstergebilime başlamak isteyenlere yönelik bir elkitabı olarak görülebileceği gibi, kültürümüze anlam veren çağdaş göstergeleri (yazınsal metinlere, masallara, karikatürlere, basın tanıtım kampanyalarına, görüntülere, fotoğraflara, resim sanatına özgü çağdaş göstergeleri) yorumlayan “renkli” bir kılavuz kitap (bir vademecum) olarak da değerlendirilebilir. |
|
|
Bir Yokluğun Çevresinde – Marcel |
Sayfa:74 |
Söylemeli mi, söylememeli mi? Söylememek ve kitabın her sayfasına yerleştirilmiş sayısız ipucundan hareketle Kayboluş’un yasasını keşfetmeyi okurun kendisine bırakmak bir risk taşıyor: Okur ilk hayranlık ya da keyif ânının ardından ne anlamını, ne de esprisini tam olarak kavradığı kimi pasajların acayipliğinden tedirgin olup yarı yolda duraksayabilir. |
|
|
Kayboluş – İdil Önemli |
Sayfa:76 |
Ne arıyoruz? Elimizdeki cevaplara uygun bir soru mu, sorularımıza uygun bir cevap mı? Neyi kaybettik, cevaplarımızı mı, sorularımızı mı? Neye ihtiyacımız var: okumaya mı, okunmaya mı? Yazmak soruları mı artırır, cevapları mı? Elimizdeki ip mi kısa, yoksa kuyu mu fazla derin? Yazarsın yazarsın, yırtar atarsın, sonra tekrar yazarsın. |
|
|
Islak Hatmi (Şiir) – Zeynep Köylü |
Sayfa:78 |
|
|
|
“New York Üçlemesi”ne İki Ayrı Bakış... – Halûk Sunat |
Sayfa:79 |
Aslında ‘romansal yaratıcılık’, ‘öteki’ni kurmak ve öteki üzerinden ‘iç/çatışma’larını imgeselleştirebilmektir –ki, bu da, yazınsal metne ‘psikanalitik duyarlıklı bakış’ın ana eksenini oluşturur. |
|
|
Turunç Bahçesine Giren Balta (Şiir) – Mehmet Erte |
Sayfa:87 |
|
|
|
Yeni İmzalar – Enver Ercan |
Sayfa:88 |
Daha önce de önerdim genç arkadaşlara: Şair ya da eleştirmen kimlikleriyle edebiyatımızda yer edinmiş isimlerin hazırladığı şiir antolojilerini edinip, en başta şiirimizin tarihini ve coğrafyasını öğrenin.Sonra da kendinize yakın bulduğunuz şairlerin bütün kitaplarını alıp ders çalışır gibi okuyarak kendi tarih ve coğrafyanızı oluşturmaya çalışın, yazmayı da sürdürün. Yazdıklarınızın değiştiğini göreceksiniz. |
|
|
Behzat Bey’in Hayal Kırıklığı (Öykü) – Murat Bayramoğlu |
Sayfa:89 |
|
|
|
Harvey (Şiir) – Nefise Pınar |
Sayfa:91 |
|
|
|
Gecede Yelken (Şiir) – Suat Bayram |
Sayfa:92 |
|
|
|
Us (Şiir) – Mustafa Ergin Kılıç |
Sayfa:92 |
|
|
|
Edebiyat Komiseri – Krimonolog Dr. Kemal |
Sayfa:93 |
Yerime geçen genç arkadaşım çabuk pes edip, komiserlik yapmaktan vazgeçti. Oysa kendine güzel bir unvan edinmişti: Klinik Krimonolog! Sayın Cezzar, işe iddialı başlamıştı. Örneğin, soyadından yola çıkarak, metinleri kesip biçecek, eleştirmenlerimizi teşrih ve teşhir edecekti. Birçok okur, yapacağı derin metin analizlerini merakla bekliyordu. Ama o, daha ikinci yazısında bu çalışmasını yayımlamaktan kaçındı. |
|
|
Şiirler – Tassos Livaditis |
Sayfa:95 |
|
|
|
|
|
MART 2006 - KİTAP EKİ
Ra (Hüseyin Yurttaş) AHMET GÜNBAŞ
Aslan Asker Şvayk (Yaroslav Haşek) CELÂL ÜSTER
Kütüphane (Enis Batur) OĞUZ DEMİRALP
Evvel (Ömer Erdem) ÂLİM KAHRAMAN
Har (Murat Uyurkulak) EBRU KIŞ
Bir Gün (“Ayşe Kulin”) TÜLAY AKKOYUN 14
Eylül Avlusu (Serdar Ünver) NURİ DEMİRCİ
Çisenti (Nezihe Meriç) NESLİHAN GÜREL
Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık-Kurmacanın Bilinen Sırları ve İhlal Edilebilir Kuralları (Murat Gülsoy) KONUR ERTOP
Barış Müstecaplıoğlu ile Söyleşi (“Şakird”) GÜLCE BAŞER
Kuş Bakışı (Kaan Arslanoğlu) BURCU IŞIKSAÇAR YAYALAR
Yeni Orta Sınıf (Ali Şimşek) ÖZER OR
Oral Çalışlar ile Söyleşi (“İslam’da Kadın ve Cinsellik”) MELİKE AYDIN
Ölüme Bakmak (Osman Akınhay) NİHAT ATEŞ
Şiir Taşı MUSTAFA KÖZ
Yeni Yayınlar REYHAN KOÇYİĞİT
|
|
|
|
|
|