Varlık Yayınevi
 
   
 
 
   
Anasayfa Tarihçe Varlık Dergisi Kitaplar İletişim Yardım
Yaşar Nabi Nayır
Varlık Ne İçin Çıkıyor
Varlık İçin Ne Dediler
Künye
Varlık'ta Bu ay
Varlık Dergisi İçeriği
Abonelik
Yaşar Nabi Nayır Ödülleri
Varlık Dergisi 'eurozine' üyesidir

AĞUSTOS 2005

Çizgi-yorum - Semih Poroy Sayfa:2
Yaz Sahiden Bitmeden - Tarık Dursun K. Sayfa:3
Ben her yaz bir roman düşünürüm. Kışkırtılayım diye sevdiğim şairlerin kitaplarından ya da beğenilerime uygun antolojilerden dursuz duraksız şiir okurum. Her yaz bir şairle arkadaş olurum, bu yaz Lorca idi şiir arkadaşım. Deniz kıyısındaki çiğe boyalı demirden kanepelerde onunla çok hoş vakitler geçirdim; unutmadım, ne garip. Lorca ne kurşuna dizilmiş, ne de ölmüştü o süre boyunca. Biz beraberken fısıltıyla konuşuyordu ve tedirgindi, ama sağdı.
Yazar Nasıl Tatil Yapar? - İnci Aral Sayfa:5
Ben tatilden ne anlıyorum derseniz öncelikle kaybetmiş olduğumuz şeylerden söz etmeliyim: Sessizlik. Dinginlik. Doğayla özgürce bütünlük kurma ve çalışma hayatının insanı maddi manevi törpüleyen hızı dışına çıkarak kendi kendimizle baş başa kalabilme ihtiyacı. Hayatlarımıza zorla dahil edilmiş bütün fazlalıklardan arınıp insana yetecek nesnelerle ve en doğal, en sağlıklı yiyeceklerle yetinme yavaşlığı.
DOSYA: Yazar Nasıl Tatil Yapar? Sayfa:5
Yazar Yazın Yazmaz - Hulki Aktunç Sayfa:7
“Bu yaz çocukluk hastalığıma döndüm. Resim yapıyorum Nisandan beri”
Tatil mi Dediniz?.. - Sulhi Dölek Sayfa:8
Sanatçıların gerçek anlamda tatil yapabileceklerini sanmıyorum. Örneğin yazarlar, her yerde ve her zaman yazarlar. Yazmadıklarında not tutarlar. Not tutamadıklarında, belleklerinin bir köşesine kayıt düşerler. Yani, yaşam sürdükçe, kısa bir süreliğine de olsa, dükkânı kapatmak gibi bir durum söz konusu değil.
‘ Haziran Sonu, Temmuz Başı 2005 - Selim İleri Sayfa:11
Bir yere gitmek senin için ne kadar zorsa, bir yerden ayrılmak da o kadar zor, daha zor. Dönüş yolculuklarını sevmezsin. Güzün tekrar geleceğini umdukça, dönmemiş gibi olacaksın. Ama hayattaki ayrılıklar için güzün tekrar gelişler olamıyor. Baştan beri biliyordum: Senin için her şey ayrılık, ayrılıştı...
Tehlikeli Bir Kaçış Eylemi: Tatil - İbrahim Yıldırım Sayfa:13
Kısa da sürse; eğlence, deniz, güneş, coşku, özgürlük, cinsellik çağrıştırsa da tatil tehlikeli bir yer değiştirme veya kaçma eylemidir: Çıkmayın! Düşleyin yeter!
Tatil - Cemil Kavukçu Sayfa:16
Bu büyülü sözcüğün bende iki karşılığı vardı: kısa tatil-uzun tatil. Bir başka söyleyişle, ‘kış tatili’, ‘yaz tatili’. Vardı, diyorum çünkü yıllar önce öğrenciliğe veda ettikten sonra tatil sözcüğü de bütün büyüsünü yitirdi. (…) 1976 yılının sonunda jeofizik mühendisi olarak Ankara’da göreve başladığımda uçarı bir dönemin bittiğini de anladım. Tatil sözcüğü büyüsünü o zaman yitirdi.
Tati Tatilde - Enis Batur Sayfa:18
Yazma isteksizliğinin merdivenine baktıkça, yazarın elinden kalemi bırakınca eline okumak için kitap alabileceğini, eliyle ot toplayabileceğini (Rousseau öyle yapmıştır bir süre), parmaklarındaki tesbihi boşlukta çevirebileceğini (Ekrem Işın gibi), elleri boş durabileceğini görüyorum. Çok istiyorsanız buna yazarın tatili diyebilirsiniz – ben yazı’nınki diyor, son noktayı koyuyor, kalemden boşalan ellerime bakmaya hazırlanıyorum.
Yaz Tatili: Zamanın Katili - Ayfer Tunç Sayfa:20
Tatil köküne bakıldığında olumlu, hoş anlamlarla yüklü bir kelime sayılmaz. Arapça “atl” kelimesinden geliyor. Yani, âtıl, boş, işsiz. Kök anlamı boşlama, çalışmama. Anlam genişlemesiyle dinlenme olmuş. Çalışmayı yüceltecek, kutsayacak değilim, zamanı bomboş geçirip bundan en ufak bir rahatsızlık duymayanlara imrenirim, özellikle aylaklık ettiğim için huzursuz olduğumda. Ama yapı meselesi, olmuyor. Ben de tatile gidiyorum, huzursuz olup dönüyorum.
Yazmak ve Eğlenmek - Mahir Öztaş Sayfa:22
İnsanın yaşamını sürdürebilmesi için yapması gereken zorunlu işle dinlence kavramı, birbiriyle yakından ilgili. Bu yüzden de, yazarlıkla bu türden bir iş arasındaki ayrımların belirlenmesi ve bir karşılaştırma yapılması gerekiyor. Zorunlu işte, en yüksek verimin elde edilmesi önemli sorunlardan biridir. Gerçekte işverenin sorunudur bu, ama acısını çalışanlar çeker, çalışmak her şeyden önce sıkıcıdır ve yorucudur. Diğer bir deyişle, zorunlu işin, insan bünyesi üzerinde, tekdüzeliğiyle verdiği hasarın giderilmesi gerekir. İşte dinlence, bir buluş olarak tam da bu noktada ortaya çıkar.
Oruç Aruoba ile Söyleşi - Mehmet Erte Sayfa:26
Ben hiçbir şey ‘öğretme’ye çalışmıyorum, bir şeyleri yalnızca gösteriyorum; kurulabilecek bağlantıların öğelerini ‘veri’yorum okura; gerisi, kendi bileceği iş… Bu bir ‘gizemcilik’ çalımı falan değil, yapmaya çalıştığım felsefenin bir gereği: ‘Öğretecek’ bir şeyim olsaydı, bunun hiçbir değeri olmazdı – zaten hiçbir şey de ‘öğrete’mezdim.
Tango ve Gerilla (şiir) - Engin Turgut Sayfa:30
Şehirde Tatil Hazırlıkları - İdil Önemli Sayfa:31
Yaşamı da edebiyatı kadar ince işlenmiş bir yazardı Tomris Uyar... Yaz ortasında bir ölümle taçlandırıldı. Yüzmeyi çok severdi. Güneşin teninde ışıdığı bir kadındı. Yaz geldiğinde, yanık teni ve yeşil gözleri ile deniz ortasında kolay ulaşılamayacak bir adaya dönüşürdü...
Salim Şengil İçin Bir “Ağırlama” - Sennur Sezer Sayfa:34
Bu yazının başlığı, aslında “Salim Şengil İçin Bir Menuet” olmalıydı. 17. yüzyılın bu üç zamanlı dansı yakışırdı Şengil’e. Onun davranışlarındaki aristokrat tavrı yansıtırdı, belki yaşamını üç döneme ayırdığımı da sezdirirdi. Ama Salim Şengil’in yerliliğini zedelerdi. Onu bir dans adıyla anmadan edemeyişim, nedense onu son kez gördüğümü düşündüğüm gece yüzünden belki.
Can Yücel Şiiri; “Zekânın İyi Niyeti” - Metin Celal Sayfa:38
Can Yücel, her anlamıyla şairliğin hakkını vermiş bir sanatçıydı. Derin bir kültür ve bilgi birikimi ile dünya şiir mirasını kavramış, onu her an sarsıp değiştirebilecek güçte bir şiir bilgisine sahipti. Toplumcu ve gerçekçi bir şiirin nasıl olması gerektiğini sayısız biçim araştırması ile örnekledi. Bu yüzden de ondan sonra toplumcu gerçekçi bir şiir yazmak kolay değildir. Zaten de yazılamıyor.
Battaniye (şiir) - Metin Üstündağ Sayfa:41
Şiirler (şiir) - Başaran Sayfa:42
MUSTAFA ŞERİF ONARAN Papirüs’ün Edebiyatımızdaki Sayfa:43
Günümüz dergicilerinin Papirüs’ten alacağı dersler olmalı. Cemal Süreya gibi kendini kanıtlamış, edebiyata geniş açıdan bakan, kişilikli bir ozanın ruh yeteneğini herhangi bir edebiyatçıdan beklemek kolay değildir. Gene de herhangi bir edebiyatçı, edebiyatı yönlendirme hevesine kapılmadan, içindeki birikime çekilerek kendini aşabiliyorsa, umut veren bir edebiyat dergisi hazırlayabilir.
Erje Ayden, Erje Ayden (Derken Truman Capote) - Selçuk Altun Sayfa:47
Sürükleyici kısa romanı Goldberg Paşa’yla çorak edebiyat tarlamıza yeniden bereket saçan Erje Ayden (Erce Aydıner), kendini İstanbul doğumlu Amerikan yazarı olarak tanımlar. Kırksekiz yıl önce sığındığı New York’tan kopamamış, yirmi yaşında ayrıldığı İstanbul’una henüz dönmemiştir. Artık Türk pasaportu taşımayan yetkin yazar, ABD vatandaşı da değildir.
Büyükada 1946 (şiir) - Erje Ayden Sayfa:48
Şiir Üzerine - Haydari-Mahmudu Sayfa:49
Gündelik hayat hızdır, yarıştır; hele bu çağda tam bir köpek yarışıdır. Oysa şair ve şiir hızın karşısındadır; hızın alıp götürdüklerini sayıklar, bu kaybın ağıdıdır bir bakıma. Tam olarak söyleyemeyeceğim için bir bakıma diyorum. Şairin de, şiirin de hallerine ilişkin bir kesinlik olamaz. Yaklaşım çabası kaçınılmazdır ama.
Kıl Taze Bu Eski Bûstânı - Osman Hakan A. Sayfa:55
Bugün bile, hâlâ Nâzım Hikmet ve Hilmi Yavuz’un Bedreddin Üzerine Şiirler’i arasında bir kıyaslama yapmakta zorlanıyor şiir okurları. Dahası, bu kıyaslamayı nasıl yapacağını, nasıl yapması gerektiğini bilemiyor. Belki, zamanla kimin neyi, nasıl yaptığı ve “Bu eski bûstânı nasıl taze kıldığı” daha iyi anlaşılabilir... Ama Nâzım Hikmet ile Yavuz arasındaki bu yarıştan, edebiyatımızın kazançlı çıktığını kabul etmek gerekir.
İlk Dönem Türk Romanlarında Etkiler Sorunu - Handan İnci Sayfa:60
Güzin Dino’nun Türk Romanının Doğuşu adlı kitabının Türk romanının kökenine dair önemli, bilimsel bir araştırma olduğu konusunda hiç şüphe yoktur. Bazı makalelerde sözü edilen eksikleri bu gerçeği değiştirmez. Değişmesi gereken, İntibah ile Hançerli Hanım arasındaki benzerliklere ilk dikkat çekenin ve Türk romanının doğuşunda “Fransız romanının tesirine mutlak olarak itiraz eden ilk, belki tek araştırmacı”nın Güzin Dino olduğu bilgisidir.
Yazıdan Yoruma - Feridun Andaç Sayfa:63
Edebiyatta eleştiri neyin karşılığıdır? Son zamanlarda açımlayarak bir yanıt aramaya çalıştığım sorulardan. İletişim Fakültesi’nde “Günümüz Türk Edebiyatı” dersinde eleştiri üzerinde dururken, sıklıkla bu türden sorularıyla karşılaşmıştım öğrencilerimin. Faulkner’ın getirdiği düşünceden yola çıkıp eleştirinin okurlar ve yeni yazmaya başlayan yazarlar için neden gerekli olduğunu anlatmış, örnekler, önermeler getirmiştim. Faulkner, usta bir yazarın eleştiriye gereksinmesi olmadığını; eleştirinin daha çok yeni yazmaya başlayan yazarlar, okurlar için çok gerekli olduğunu söylüyordu bir konuşmasında.
Terk Ettiğim Kadın (şiir) - Turgay Fişekçi Sayfa:64
Necmiye Alpay ile Söyleşi - Feridun Andaç Sayfa:65
Yazan insanın dile uzak durduğunu söyleyemeyiz. Belirli açılardan kopukluklar olduğunu söyleyebiliriz bana kalırsa. Örneğin, dilbilgisinden kaçış diyebiliriz. Ülkemizde Türkçeyle ve genel olarak dille ilgili eğitsel ve bilimsel çabalarda yaygın bir ufuksuzluk görülüyor. Dilsel ilgiden kaçışa yol açan ilk eldeki nedenlerden biri budur sanıyorum. Kılavuzların, sözlüklerin durumu bile neden kaçıldığını göstermeye yeter.
Kurmaca ile Otobiyografi Arasında Bir Kavram: 'Özkurmaca' - Senem Timuroğlu Sayfa:70
“Bütün bunlar bir roman kişisi tarafından söylenmiş gibi kabul edilmelidir,” der Roland Barthes, Roland Barthes adlı yapıtında. Kitabı ilk elimize aldığımızda bir otobiyografi sandığımız metin, girişindeki bu ibareyle aklımızı karıştırmaya yeter de artar bile. Bu yapıt bir otobiyografi mi, yoksa bir kurmaca mıdır? Otobiyografilerin yazarların kendi yaşamlarını gerçek olgulara dayanarak anlatan metinler olduğunu biliriz. Kurmaca yapıtlar ise yazarın kendisinden farklı bir kahramanın başından geçen, gerçek olmayan olayları anlatır.
Sandık (şiir) - Nuri Demirci Sayfa:74
Eleştiri Tarihinden - Mehmet Rifat Sayfa:75
Roland Barthes 1977’de annesinin ölümüyle geçirdiği sarsıntı üzerine o güne dek sürdürdüğü “yaşam biçimi” ile “yazı biçimi”ni tümüyle değiştirmek ister (bir “Vita Nuova” arayışıdır bu). Artık ders vermeyi, seminerler düzenlemeyi, konferanslarda konuşmayı, eleştirel metinler yazmayı değil, “roman yazma”yı düşünür, bu amaçla notlar alır, günce tutar.
İşaretler (şiir) - Abdülkadir Budak Sayfa:77
Caniko, Uyutulmuş Kızlardan Aşk Devşirme Sanatı’na Karşı Sayfa:78
Benim Hüzünlü Orospularım’ın, başlangıcı ile bitişi arasındaki değişim ve dönüşümleri belli bir inandırıcılık ve içtenlik ekseninde yapılandıramayan gevşek ve yalınkat örgüsüne karşılık; Caniko, metnin başına astığı tüfekleri gereğince dolduruşu, metin boyunca ateşe hazırlayışı ve neredeyse okuruyla birlikte gümletişiyle gerçek bir roman olmayı hak etmektedir.
Türkiye’de İlk Stilistik Çalışmaları: L. Spitzer ve İzleyicileri - Savaş Kılıç Sayfa:84
Stilistik bir yandan dilbilimle ilişkilendirilebilirse, öte yandan edebiyat incelemelerine bağlanabilir pekâlâ. Bir bakıma, üslup araştırmaları dilbilimin estetikle kesişen kolu olarak da tanımlana bilir; S. Bayrav’ın doğru bir biçimde söylediği gibi, sanat tarihi çalışmalarından esinlenebilen (Keskin 2000: 150) bir stilistik de mümkündür. 20. yy’ın başında dil üstüne düşünen bir grup filozof, dilin bu estetik yönünü daha çok öne çıkarma gereği duymuş ve böylece, üslup araştırmalarında ikinci önemli okul ortaya çıkmıştır.
Yeni İmzalar - Enver Ercan Sayfa:90
Bir konuda hâlâ anlaşamadık: hangi yolla (posta, e-posta, faks, vb.) gönderirseniz gönderin, iletilerinize mutlaka kimliğinizi, telefon numaranızı ve posta adresinizi ekleyin diyorum, kimi arkadaşlarsa uyarımı dikkate almamakta direniyorlar hâlâ. Bu tür iletileri değerlendirmeye almadığımı, bir kez daha yineliyorum. Sağlıklı iletişim kurabilmemiz için anlaşmamız şart.
Ölüm Yok ki (Öykü)- Funda Mara Sayfa:92
İnce ayar bir iştir ölüm, tıpkı zaman gibi... Öyle bir anlıktır, adımlıktır ve hep ama hep zamansızdır. İzmir’de şimdi, sokağımda, ama çocukluğun o uçsuz bucaksız sokağında. Geniş gövdeli incir ağacının gölgesinde, bahçenin köşesinde ayrı bir dünya olan uzun boylu mısır koçanları arasında ve biraz ötesindeki kulübesinde öğlen şekerlemesindeki İstiklal gazisi Süleyman Amca yaşıyorken, yağmur yağsa şimdi, ilkokul ikiye geçtiğimiz yaz tatilinde hani o amansız denilen hastalıklardan biri yüzünden öyle aniden giden ve hep çocuk kalan arkadaşım Zergül, koltuğunun altında topu ve çıkartmalar dolu torbası cebinden sarkarak yanıma gelmişken... Şimdi öyle bir zaman işte... Oynamalı!
Haritalar (öykü) - Özlem Yalçın Sayfa:93
Yüzüne bakarak özlüyordu onu. Monitöre bağlamışlardı. Kanı alınıyordu. Kalbi normaldi; periyodik, düzenli dalgalar görünüyordu... Nasıl değerliydi şimdi bu atımlar. Dünyanın en derin yeri dediği gözleri kapalıydı. Uzun, yapılı bedeni sedyeye sığmıyordu. Panik ve üzüntü arasında bir sarkaç sallanıyordu Akya’nın içinde. Bir arada olamayacak bu iki duyguyu birbirine uluyordu belleği art arda.
Güneşin Battığı Yer (şiir) - Ali Eryüksel Sayfa:94
Edebiyat Komiseri - Krimonolog Dr. Kemal Şahingözlü Sayfa:95
Gecen ay, –son iki sayıda yazdığım yazılar dolayısıyla– her zamankinden daha çok e-posta okudum; her zamankinden daha çok telefon görüşmesi yaptım. Bu yazışmalar ve konuşmalar sırasında üzüldüm, sinirlendim, kızdım; sonunda tansiyonum düşmemek üzere yükseldi! Sevindiğim anlar olmadı değil, ama duyduğum veya okuduğum övücü sözler tansiyonumu düşürmeye yetmedi. Çünkü övgüler, yergiler kadar inandırıcı değildi.
AĞUSTOS 2005 - KİTAP EKİ

İskender Pala ile Söyleşi (Şiirler Şairler Meclisler) NESLİHAN GÜREL

Yazarın Yalnızlık Burcu (“Semih Gümüş”) NİDA NEVRA SAVCILIOĞLU

Aşk Romanları Yazan Adam (“Levent Mete”) YUSUF ALPER

Ateşle Dans (“Celal İlhan) ÇİĞDEM ÜLKER

Hikmet Temel Akarsu ile Söyleşi (Babalar ve Kızları) BURCU IŞIKSAÇAR YAYALAR

Anadolu Bilgeleri (“İsmail Kaygusuz”) SAVAŞ ÇOBAN

Herkül Millas ile Söyleşi (Çağdaş Yunan Edebiyatı) ERGİN ALTAY

Hümanizm ve Demokratik Eleştiri (“Edward Said”) ALPER ÇEKER

Salih Bolat ile Söyleşi (Şiir Sanatı) MUSTAFA KÖZ

Araya Parça Giren Yıllar (“Cihan Demirci”) İREM TUNCER

Necati Göksel ile Söyleşi (Kara Kadife) BAŞAK ÜMİT

Genç Toplumbilimcilere 37 Ahlaki Buyruk (“Gary Marx”) PINAR TARCAN

Mehçer Açar ile Söyleşi (Hayatın Anlamı ya da Akhisarlı Hasan Tütün’ün Maceraları) AHMET ÖZ

Yeni Yayınlar REYHAN KOÇYİĞİT

Anasayfa   |   Tarihçe   |   Varlık Dergisi   |   Kitaplar   |   İletişim
Copyright © 2017 VARLIK YAYINLARI