Varlık Yayınevi
 
   
 
 
   
Anasayfa Tarihçe Varlık Dergisi Kitaplar İletişim Yardım
Yaşar Nabi Nayır
Varlık Ne İçin Çıkıyor
Varlık İçin Ne Dediler
Künye
Varlık'ta Bu ay
Varlık Dergisi İçeriği
Abonelik
Yaşar Nabi Nayır Ödülleri
Varlık Dergisi 'eurozine' üyesidir

TEMMUZ 2022

Çizgiyorum – Özge Ekmekçioğlu Sayfa:2
Siberpunk Sunar: İnsan Sonrası Tam Gaz Yaşadığımız Cehennem ya da Tahammül Edilmez Şimdiki Zaman – Nadire Şule Atılgan Sayfa:4
Nadire Şule Atılgan, “Siberpunk Sunar: İnsan Sonrası Tam Gaz Yaşadığımız Cehennem ya da Tahammül Edilmez Şimdiki Zaman” başlıklı yazısında “bilimkurgusal kaynağı postmodernist şekilde ele alan” “siberpunk, insan olmanın hatta başka bir canlı ya da cansız olarak var olmanın ne demek olduğunun sürekli edebî ve görsel olarak yeniden tanımlanması yoluyla türler arasındaki tahammülsüzlüğün yok edilmesinde rol alabilir,” diyor.
Siberpunk: İleri Teknoloji ve Sefil Hayatlar – Özlem Şahin Soy Sayfa:8
Özlem Şahin Soy, “Siberpunk: İleri Teknoloji ve Sefil Hayatlar” başlıklı yazısında “Eleştirmenler tarafından yakın zamanda rönesansını yaşayacağı düşünülen siberpunk türü aslında baş döndürücü teknolojinin yanı sıra muazzam bir sefaletin de yaşandığı günümüz dünyasını en iyi yansıtan akımlardan biri olarak karşımıza çıkıyor,” diyor.
Mangadan Sinemaya Siberpunk’ın Görsel Kökenleri – Galip Alaca Sayfa:13
Galip Alaca, “Mangadan Sinemaya Siberpunk’ın Görsel Kökenleri” başlıklı yazısında “Siberpunk yazarları[nın] (…) geleceği aslında bugünden örülmeye başlanan yakın bir gelecekti ki bunun da bazı handikapları vardı. Aslında bugünden yola çıkarak yaptıkları çoğu öngörü onlar daha romanlarını yazarken ya da filmlerini çekerken gerçekleşmeye başlıyor ve haliyle eskiyor, olağan hale geliyordu. Çok uzun gelecekler yerine yakın bir geleceği, başka galaksilerin ve gezegenlerin yerine dünyayı ve insanın kendisini koyan bir bakışla ördüler eserlerini,” diyor.
Metaverse Evrenini Otuz Yıl Önce Öngören Siberpunk İçin Kim Ne Dedi? – Neal Stephenson, William Gibson, Masamune Shirow, Alfred Bester, Ernest Cline, Kaan Çaydamlı Sayfa:18
“Dosyamızın sonunda “Metaverse Evrenini Otuz Yıl Önce Öngören Siberpunk İçin Kim Ne Dedi?” başlığı altında Neal Stephenson, William Gibson, Masamune Shirow, Ernest Cline ve Kaan Çaydamlı’nın görüşlerini derledik.
2022 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri Sayfa:19
Varlık dergisi olarak 1933’ten günümüze özenle sürdürdüğümüz ‘edebiyatımıza yeni değerler kazandırma’ çabası, 89. yılımızda da edebiyatseverleri yeni imzalarla buluşturuyor. Bu yıl şiir dalında Bilge Miray Aslan, öykü dalında ise Mehmet Fazlı Gök ödüle değer görüldü. Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri’ne katılım her yıl olduğu gibi yine yoğundu. Şiir dalında ödüle aday olan 204 dosyadan 36’sı ön elemeyi geçti ve Anıl Fırat Tosun, Bilge Miray Aslan, Çağla Özkur, Ferhat Öksüz, Furkan Çirkin, İ. Usame Yördem, Mehmet Hecebil, Mert Tutucu ve Salih Akkaya’nın dosyaları seçici kurul tarafından toplantılarda tartışmaya açıldı. Zeynep Uzunbay, Nilay Özer, Seyyidhan Kömürcü, Ali Özgür Özkarcı ve Mehmet Erte’den oluşan şiir seçici kurulu yaptığı değerlendirme sonucu ödülü oy çokluğuyla Bilge Miray Aslan’ın “Evrenin Sonuna Giderken Söylenecek Şarkılar” adlı dosyasına verdi; Salih Akkaya’nın “Süreksizliğin İmgesi” adlı dosyasını ise ‘dikkate değer’ buldu. Öykü dalında ödüle aday olan 97 dosyadan 35’i ön elemeyi geçti. Seçici kurul tarafından toplantılarda tartışmaya açılan dosyalar Ahmet Cemgil, Barış Kılıç, Canan Sancak, Görkem Can, Mehmet Fazlı Gök, Selin Altan, Sitem Şanlı, Tuğrul Karataş imzalarını taşıyordu. Nursel Duruel, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Pelin Buzluk, Selçuk Orhan ve Birgül Oğuz’dan oluşan öykü seçici kurulu, ödülü oy birliğiyle Mehmet Fazlı Gök’ün “Çirkin Sevgilim” adlı dosyasına verirken, Tuğrul Karataş’ın “Bu Gecenin Sabahı Yok” adlı dosyasını ‘dikkate değer’ buldu. Ödül alan ve dikkate değer bulunan isimleri kutluyor, söyleşi, şiir ve öykülerini Varlık dergisinin Temmuz 2022 sayısında yayımlıyoruz.
Bilge Miray Aslan ile Söyleşi Sayfa:24
Şiiri dünyayı kurtaracak bir araç olarak görseydim, ne şiire ne de dünyaya inanırdım.
Şiirler – Bilge Miray Aslan Sayfa:30
Şiirler – Salih Akkaya Sayfa:31
Mehmet Fazıl Gök ile Söyleşi – Selçuk Orhan, Birgül Oğuz, Pelin Buzluk Sayfa:33
Kurmaca yazan insan kırılgan oluyor bence. Sanki yazdığınız öykü, ben’in ortaya konuluşuymuş da öykünüzü birine okuttuğunuzda kendinizi afişe ediyormuşsunuz ve metni değil sizi, olduğunuz insanı değerlendiriyorlarmış gibi geliyor. Bu herkes için geçerli ama genç yazar için daha da geçerli.
Birinci (Öykü) – Mehmet Fazıl Gök Sayfa:38
Işık (Öykü) – Tuğrul Karataş Sayfa:42
Şiirler – Pat Boran Sayfa:46
Türkçe Günlükleri – Feyza Hepçilingirler Sayfa:48
Bu arada kültür kanalı (!) TRT 2, aylardan beri bütün program aralarında “Mânâlar – Anlamlar” diyerek var gücüyle Arapça öğretmeye çalışıyor. Arapçada bir mastarı alıp ondan türemiş ve Türkçeye bir zamanlar girmiş “müştak”larını sıralıyor. Arapça öğretmeye harcanan bu çabanın birazı Türkçeye harcansa belki dizilerin dili bu kadar perişan olmaz.
Cinaî Etütler - 1 – İbrahim Yıldırım Sayfa:50
Araştırmacıların ve uzmanların tasniflerine göre Suç, Gerilim ve Gizem denilen alt türleri de olan polisiye roman, bence ülkemizde başına buyruk davranmaktadır. Üstelik çoğu, yıllardır aynı kurgu, aynı kanıksanmış şablonlarla aynı yere kan akıtmakta ve çoğu, önünde “Bir” zamiri olan Ayşe, Mehmet, Fatma, Ahmet polisiyesi diye okuru sayfalarına çağırmaktadır…
Sergüzeşt-i Sahaf Ragıp Efendi - VIII – Süleyman Kaymaz Sayfa:56
Kitaptan başımı kaldırıp fuarın içinde dolaşan insanlara bakıyorum. Bazı stantların önünde uzayıp giden imza kuyruklarını seyrediyorum. Bir yazar sayfalar dolusu kitabında anlatamadığı meramını anlatıyor okurlarına. Züccaciye dükkânlarını andıran bir dergi standında dizili kupalara gözüm takılıyor. Üzerlerinde yazar fotoğraflarının basılı olduğu kupalar midemi bulandırıyor.
Kaza, Keder ve Kriz Ekseninde Erdem Ceylan'ın Hasar Estetiği – Hıdır Eligüzel Sayfa:60
Kahramanların, Arter’in kilitli odasında olduğu fikri sert sanat felsefesine yönelik tartışmaları yumuşatırken, okuyucunun metne müdahale etmesine, kendi fikrine odaklanmasına yardımcı oluyor. Ancak iki karakterin sanat dünyasının temel fenomenlerine dönük tartışmalarını yapabilmesi için ‘kapalı’ kalması gereği, trajedinin ‘birliğine’ bağlılığın çok ötesinde yorumlanabilir. Tolon’un yaralanmış eserlerini kamusal alana çıkarıp onlara ‘yeni kimlikler’ bahşettiği yerde, iki eleştirmenin tartışmalarını kapalı kapılar ardında yapabilmesi, eleştirinin yaralarını saklı tutuyor.
Belgesel Film: Selin Şenköken ile Söyleşi – Fatma Berber Sayfa:64
Başlı başına özel olan bir hikâyeyi süslemek, ajite etmek ya da bir malzeme olarak görmek çoğu zaman büyüyü bozuyor bana kalırsa.
İhsan Oktay Anar'ın "Tiamat"ı Vesilesiyle Şeytani Yazarlara ve Oyalanmaya Övgü – Faruk Turinay Sayfa:68
Elif görse mertek zannedecek Neo-Ottomanistlerin nerede olduğunu bile bilemeyeceği; acemi, yarı-cahil İslamcı yazarların içindekileri görse bile bir şey anlayamayacağı o kayıp sandığı açıp içindeki malzemeden modern sanat eserleri yaratan birkaç kişiden biri Anar. Bu malzeme yığınının içinden yalnızca içeriği değil, dili, sözlü kültürü de çekip çıkaran, onu modern bir şekilde yeniden söyleyen belki de tek kişi…
Müşterek Geleceğin İnşasında Söylem Üretme ve Müzakere Etme Eylemleri Olarak Tasarım – Canberk Yurt Sayfa:77
Serbest uzayda bağımsız, bağlamsız olarak yüzen mevcut değerlere ve yeni değer yaratım süreçlerine sahip olan bir dünyada değil, birbirleriyle savaşarak üstünlük kurmaya çalışan ya da müzakere sonucu ortaklaşan değerler dünyasında var olmaktayız. Bu müzakere sürecine er ya da geç dahil olan kültürel unsurların etkileşime geçtiği tüm kurgusal birliktelikler yeni müşterekleşme eylemleriyle sonuçlanacaktır.
Yahya Kemal Parkı (Şiir) – Enver Ali Akova Sayfa:79
"Boşluk" (Şiir) – Dilek Değirmenci Sayfa:82
Mimarlık Tarihi Nasıl Anlatılır: Suna Güven ile Söyleşi – Mine Bican Sayfa:83
“Mimarlık Tarihi, belleğin şifrelerini oluştururken geçmişi yeniden kodlamamızı ve anlamamızı sağlayarak güncel bir okuma metnine dönüştürüyor.”
Yeni Şiirler Arasında – Şeref Bilsel Sayfa:92
Karanfil Gölgesinde (Şiir) – Zeynep S. Sayın Sayfa:94
Yeni Öyküler Arasında – Jale Sancak Sayfa:95
Ahmed'in Yıldızları Çemen (Öykü) – Tozbey Elmacı Sayfa:96
Karşı Binadaki Kız (Öykü) – Çağrı Kavaklıoğlu Sayfa:99
Menzil (Şiir) – Ayfer Atay Sayfa:100
Varlık Kitaplığı Sayfa:101
"Sus Barbatus! 3" / Faruk Duman – Erendiz Atasü Sayfa:101
Sus Barbatus! üçlemesi, insanı bir parçası olduğu doğanın içinde kavrar, doğaya tümden aykırı bir varoluşun mümkün olamayacağına işaret ederken, 1980 öncesinin başarısızlığa yargılı devrimci mücadelesine belli bir coğrafyanın doğal ve kültürel şartları içinde emek vermiş insanların trajedisini, o insanları idealize etmeden, eksik yanlarını da göstererek, ama masumiyetlerini vurgulayarak bize yeniden yaşatır. “Trajedi” diyorum, çünkü dramda kahraman kendi çıkmazını kendi yaratır; trajedi kahramanı ise… O da acı sona kendi ayağıyla yürür ama, Yaşar Kemal ustanın deyişiyle “bir mecbur insandır”; başka türlü davranamaz ve onu kahredici bir güç ezer.
Bâki Asiltürk ile “Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri” Üzerine Söyleşi – Özcan Erdoğan Sayfa:105
Genel tablo, mutsuzluk, karamsarlık, nihilist görünümlü ama zaten mutlu adamın yazacak şeyi yoktur, değil mi? Şiir barışıklıktan değil, karışıklıktan doğar, büyür. Haşim’de anneyi küçük yaşta kaybetmiş olmanın vahim eksikliği, Tanpınar’da kumar tutkusunun yanı sıra çevrede önemsenmemenin (“Kırtipil Hamdi”) ve sürekli borç içinde yaşamanın getirdiği gerilim, Şükûfe Nihal’de çok genç yaşta istemediği biriyle evlendirilmenin yarattığı iç dehşet, Cahit Sıtkı’da sonu gelmez bir ölüm korkusu, Necip Fazıl’da hiçlik bunalımı, Nâzım’da dinmeyen memleket özlemi, Attilâ İlhan’da lise yıllarında hem de vesika ile deli damgası yemiş olmanın yarattığı depresyon…
"Başkalarının Tanrısı" / Mine Söğüt – Zehra Betül Yazıcı Sayfa:107
Mine Söğüt’ün kitaplarında oldukça grotesk ve simgesel bir anlatımın arkasına saklanmış büyük bir öngörü okunuyor. Demokrasinin olgunlaşmadığı, devletin gitgide büyüdüğü, saldırganlaştığı ve cezalandırıcı olduğu ülkelerde bu tür; hem grotesk, simgesel, hem de masallara bürünmüş bir gerçekçiliğin egemen olduğu büyülü gerçekçi anlatım tarzı yazarın öngörülerini aktarması için güzel bir olanak. Bizzat yaşamadığınız ve deneyimlemediğiniz halde başkalarının acıları veya ağrılarını işitmek, görmek, tanıklık etmek, onların “anekdotal ifade”lerini almak, bir şekilde ötekinin gerçeğine, kendi gerçeğimizin ötesine dokunmak, alegorik başka bir dünyanın kapısını aralamak oluyor. “Öteki”nin dediğimiz, gözlerimizi kapatıp görmezden geldiğimiz dünya; hiç fark etmiyoruz, ama orası dediğimiz burası, öteki de biziz kısaca.
Ali Hikmet Yavuz ile “Uzak, İnziva” Üzerine Söyleşi – Ercan Yılmaz Sayfa:109
“Denenmemiş olanı denemek, deneyip de bulduğunu zannetmek artık çok zor.”
"Otlar Çağırıyor" / İlhan Durusel – Ali Bulunmaz Sayfa:111
“Otlar Çağırıyor’u seneler önce okuyanlar da, buradaki denemelerle şimdi tanışanlar da belki aynı şeye bakıyor fakat zaman geçtikçe gördükleri değişiyor. Başka bir deyişle Durusel’in çıktığı sabah yürüyüşü, her seferinde bize farklı şeyler anlatıyor ve denemelerin içindeki hikâye yeniden kuruluyor böylece. Bu da Durusel’in başarısı işte: Yol uzuyor, zamanını aşan hikâye geleceğe taşınıyor. Değişimler ve değişmezler ise hikâyeyi büyütüyor.”
TEMMUZ 2022 - KİTAP EKİ
Anasayfa   |   Tarihçe   |   Varlık Dergisi   |   Kitaplar   |   İletişim
Copyright © 2017 VARLIK YAYINLARI