|
|
MAYIS 2022
|
|
|
Çizgiyorum – Özge Ekmekçioğlu |
Sayfa:2 |
|
|
|
Metaverse – Cem S. Sütcü |
Sayfa:4 |
Metaverse’le birlikte gündemi “şu sıralarda sadece sanal dünyalarda nasıl oyun oynanacak, nasıl sosyalleşilecek, nasıl alışveriş yapılacak gibi deneyimle ilgili konular” meşgul ediyor ama “bunlar sadece olayın köpüğü” diyen Cem S. Sütcü, “Metaverse” başlıklı yazısında yeni kurulacak dijital evrenin teknolojik ve sosyal çerçevesini tüm yönleriyle okura tanıtıyor. “Refik Anadol gibi dijital sanat ile uğraşanlar, Cem Yılmaz gibi karikatüristler, Koray Birand gibi fotoğrafçılar, DJ Justin Blau gibi müzisyenler eserlerini/ürünlerini NTF formatına çevirerek bunların satışını gerçekleştirmeye başladılar.” “Peki NFT neyi değiştirdi?” |
|
|
Zuckerberg'in Ütopyası "Metaverse" ve Görsel Gerçeklik Yanılgısı – Merve Zeynep Sarıbek |
Sayfa:9 |
Merve Zeynep Sarıbek, “Zuckerberg’in Ütopyası ‘Metaverse’ ve Görsel Gerçeklik Yanılgısı” başlıklı yazısında “Yeni teknolojiler bize kaçış masalları anlatıyor,” diyor; “gerçekte yakalayamadığımız o rutin dışı hayatı Metaverse’de bir gözlükle yakalamak bize ne kadar süreyle doygunluk ve gerçeklik yaşatacak? Metaverse teknolojisi bu soruları sormaz. Sadece yeni ihtiyaçlar ve tüketim alanları yaratır.” “Fakat burada temel problem şu. İnsan elinde organik bir gerçeklik varken neden yapayına bu kadar ihtiyaç duysun?” |
|
|
Metaverse Kimin Gerçeği? – Selçuk Artut |
Sayfa:15 |
Selçuk Artut, “Metaverse Kimin Gerçeği?” diye soruyor. Gerçeklikle ilişkimizi sorunsallaştıran kurmaca evrenler asırlardır var; Zuckerberg’in “yitirmekte olduğu ticari hegemonyasını tekrar ele geçirmenin yollarını aradığı Metaverse platformu” varoluşumuza dair temel bir unsuru kullanarak neyi amaçlıyor? “Gittikçe bireylerin toplum olma fikrinden koptuğu, birlikteliğe olan inancın törpülendiği, gerçekliklerin verilerle kişiselleştirilmesi yüzünden birlikte yaşanmadığı bir süreçte metaverse bu kopuşun tuzu biberi mi olacak?” |
|
|
Metaverse Evreninde Sanat – Fırat Arapoğlu |
Sayfa:22 |
Fırat Arapoğlu, “Metaverse Evreninde Sanat” başlıklı yazısında önemli sorular soruyor: “Siyasal, toplumsal ve teknolojik olanın doğal olarak sanatı da etkileyeceği açıksa, Metaverse ve sanat ilişkisi üzerine neler söylenebilir ve özellikle bu olgu geleceğin sanatını nasıl etkileyecektir? Ayrıca Metaverse fütürist bir ütopya mıdır, yoksa aktüel teknolojik gelişmelere paralel bir ticari pazarlama stratejisi midir? Metaverse sanat dünyasının geleceğini hangi ölçüde etkileyecektir? Metaverse evreninin oluşturduğu dünyanın hikâye kurgusunu kim oluşturacaktır?” |
|
|
Esra Özkan ile Söyleşi – Fatma Berber |
Sayfa:26 |
X Media Art Museum Direktörü Esra Özkan ile Fatma Berber’in yaptığı söyleşide “NFT ile kültürel miras sürdürülebilir mi? Sanat Metaverse ile yeni bir gerçekliğe bürünüyor mu?” gibi sorulara cevap aranıyor; interaktif ve disiplinler arası üretim tarzıyla seyircisini de sanatın bir parçası haline getiren müze deneyimi ve dijital sanat tartışılıyor. |
|
|
Metaverse: Mülkiyet, Yaratıcılık ve Sanatsal Üretim Çerçevesinde İki Yönlü Bir Tartışma – Oğuz Kuş |
Sayfa:30 |
Oğuz Kuş, “Metaverse: Mülkiyet, Yaratıcılık ve Sanatsal Üretim Çerçevesinde İki Yönlü Bir Tartışma” başlıklı yazısında “Sanatın Metaverse’deki dönüşümüne yönelik, dijital alanın mülkiyeti perspektifinden geliştirilen sorular bu yeni teknolojiye şüphe dolu lensler arkasından bakmaya sebep olsa da, Metaverse’ün sanatsal üretimde yenilikler yaratabileceğini de göz önünde bulundurmak gerekiyor,” diyor. Metaverse’ün mülkleşmesi, sanatsal üretime olan potansiyel etkisi ve bu yeni dijital evrende sokak sanatının nasıl bir hal alabileceği üzerine ilginç yorumlarda bulunuyor. |
|
|
Sina Akyol Şiiri ve "Yaşlılık Görgüsü" – Halim Şafak |
Sayfa:34 |
Kendiyle konuşma ya da başkasına anlatma Sina Akyol’un baştan beri şiirinin özelliklerinden biri olmuştur ve bu yazdığını söz haline getiren öğelerin başında gelir. Hatta Sina Akyol’un, şiirinde sözü ve konuşmayı öncelediği, hatta böyle bir biçim oluşturduğu bile ileri sürülebilirse de buradaki söz ve konuşma hatırda kalanlar ile, bugün birlikte yaşadıkları ile kalıcı bir ilişkiyi şiiri boyunca sürdürme biçimidir. Zaten geçmişte de yazdığım gibi, sözünün yalınlığı ve şiirinin lirik yönü baştan beri Sina Akyol ve şiirini hem insani hem de fiziksel çevreye açık tutmuştur. Kaldı ki Sina Akyol kucaklayıcı olmayı her daim benimsemiş şiiriyle buna somutluk kazandırmıştır. |
|
|
Sina Akyol Adında Şair Arkadaşım Vardı (Şiir) – Abdülkadir Budak |
Sayfa:38 |
|
|
|
Meğer Söz Sina – Zehra Betül Yazıcı |
Sayfa:39 |
“Anlam ki / zamanla kanatlanır; suda sakin nilüferler kımıldar/ böyle de anlatılabilir yüzün” diyen Sina Akyol hakkında biz ne söyleyebiliriz? Arkasında şiir ve şiir üzerine yazılardan oluşan bir külliyat bırakarak ölümsüzlerin dünyasına göçmüş birinin metinleri üzerine söyleyeceklerimin onun şiiri ve şairliği ile tam olarak örtüşmeyeceğinin bilincindeyim. Kendisinin de anlam ve anlama üzerine kafa yorduğunu göz önünde bulundurarak, onun için sarfedeceğim her sözün anlam denizinin karşı kıyısına vuracağını bilerek söz alıyorum. |
|
|
Şairin Hikâyesi 5: Salâh Birsel – Erol Gökşen |
Sayfa:44 |
Edebiyatımıza Aralık 1937 tarihinde Gündüz dergisinde yayımlanan
“Yalnızlık” şiiriyle giren Salâh Birsel, sadece şiir türünde değil, günlük ve deneme türlerinde de yetkin eserler vermiştir. Pek çok şair ve yazarın aksine eserlerini gazete ve dergi sayfalarından bizzat kendisi toplayarak kitaplaştırmıştır. Dolayısıyla Salâh Birsel’in gazetede kalan “Harp” adlı hikâyesine rastladığımda şairin bunu kitaplarına nasıl almadığına şaşırdığımı itiraf etmem gerekir. Ömrünün uzun yıllarını Ankara’da geçiren ve Millî Kütüphane’nin arşivinde eserlerini toplamaya çalışan şairin söz konusu hikâyesine ulaşamamasının asıl nedeni bu gazetenin sadece İstanbul’daki kütüphanelerde bulunması olmalıdır.
|
|
|
Harp (Öykü) – Salâh Birsel |
Sayfa:46 |
|
|
|
Karım ve Ben (Şiir) – Yavuz Özdem |
Sayfa:47 |
|
|
|
Sergüzeşt-i Sahaf Ragıp Efendi (VII) – Süleyman Kaymaz |
Sayfa:48 |
“Tabii sen yayımlanalı neredeyse yarım asır olan bir eserin üzerine yeni bir şey koyamazsan işte böyle kafanda tabulaştırırsın! Aynı yerde dönüp duruyor edebiyat! Yazılanların çoğu da hezeyan! ‘Olric! Olric!’ diye gezenler var! Ağızlarda sakız olmuş bu Olric!” |
|
|
Ses Tamircisi (Şiir) – Engin Turgut |
Sayfa:50 |
|
|
|
Serviler Altındaki Adamın Soluğu (Öykü) – B. Nihan Eren |
Sayfa:51 |
|
|
|
Manş Mandrake (Şiir) – Oktay Taftalı |
Sayfa:53 |
|
|
|
Anne, Ben Oportünist miyim Sence (Şiir) – Altay Öktem |
Sayfa:55 |
|
|
|
Sanat Tarihi Nasıl Anlatılır: Filiz Yenişehirlioğlu ile Söyleşi – Mine Bican |
Sayfa:56 |
Sanat tarihi, imgeyi inceleyen bir alan. Dolayısıyla o imgenin oluşturulma biçimleri ve ifade biçimlerini nerede bulabiliyorsak oralara bakmalı ve değerlendirmeliyiz. |
|
|
Çağdaş Sanat: İO'nun Yeni Sesi'nde Şehri Duymak – Hıdır Eligüzel |
Sayfa:61 |
Arter’in performans salonlarından Karbon’da “Sesli Dizi” serisinin beşinci edisyonu olan İO’nun Yeni Sesi, 4 Aralık 2022 tarihine kadar sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Bill Fontana’nın İstanbul’a özgü çalışması olan İO’nun Yeni Sesi, söylence ile kent, ekoloji ile tarihsel bellek arasında ses aracılığıyla yeni bir anlatı kuruyor. Bu anlatı Fontana’nın İstanbul’u imgeleme biçimlerinden oluştuğu kadar, İstanbul’un şehir olarak insanlık tarihindeki tarihsel ve jeolojik niteliklerine de atıfta bulunuyor. |
|
|
Ceset Çiçeği (Şiir) – Gülümser Çankaya |
Sayfa:66 |
|
|
|
Türkçe Günlükleri –Feyza Hepçilingirler |
Sayfa:67 |
Visite katılmasını gerekli gördüğünüz kişiler varsa lütfen iletiyor olunuz,” diye yazanları ilk gördüğümüzde “plaza Türkçesi” deyip güldük, ama plazalarda kalmadı, oraların sakinlerine özenenler arasında yaygınlaştı. “Keşke bu kanun teklifini siz verseydiniz, biz sizi destekler olsaydık,” diyenler çıktı. “Bir sene boyunca biz çalışıyor oluyoruz,” dediler. “Bir düzenleme yapılıyor olacak,” dendi. “Yaptırabiliyor olmalıyız,” diyeni de duyduk, “Bütün gayretleri gösteriyor olmuş oluyoruz,” diyeni de... |
|
|
Öykücükler (Öykü) – Bâki Ayhan T. |
Sayfa:69 |
|
|
|
Ateşin Işığa Işığın Ateşe Susaması (Şiir) – Nisa Leyla |
Sayfa:71 |
|
|
|
Cevat Çapan Şiirinde Yolculuklar – Arife Kalender |
Sayfa:73 |
Şair çoğu şiirinde babasını düşsel bir şiir kahramanı olarak seçer ve “Ben daha doğmamıştım/ yıllar sonra öğrendim/ kaçış gibi başlayan/ bir dönüşe dönüşmüştü/ dilden dile bu destan” dizeleriyle mübadele yıllarını, göçleri, ayrılırken bırakılan yerleri anlatır. |
|
|
Kabilenin Yazarı – Evren Kuçlu |
Sayfa:78 |
“Kabilenin Okuru” yazımızda okurdan kurban olarak söz ediyorduk. Çevresini itham etsek de yazarı tam anlamıyla uyanık (kurnaz) bir güç olarak tanımlamamış, kaostaki payını hesaplamayı –bilerek– ihmal etmiştik. Şimdi ise okurun statüsünde bariz bir değişikliğe gitmeden, yazarın kimi zaman metinden bağımsız bazı dinamikler sayesinde/yüzünden okurunu töreye kurban edişini tartışacağız. Bu durumda yazımız tam anlamıyla kuzularla kurtların hikâyesi olacak. Hemen uyaralım, “kurban okur” edinme fikri hiçbir yazara tavsiye etmediğimiz ama çok sık karşılaştığımız bir yatırım şeklidir. |
|
|
Belgesel Film: Melisa Üneri ile Söyleşi – Fatma Berber |
Sayfa:84 |
Konu ne olursa olsun, buradaki en güçlü, en ilginç ve sahici bir duygusu olan hikâye benim ve babamım hikâyesidir… Büyük ihtimal kaçmaya çalıştığım daha zor bir hikâye. Bir sinemacı veya sanatçı olarak büyüyebilmem için ilk başta kendi hikâyemi anlatmaya, sıra dışı olan babamla ilişkime dürüst bir şekilde bakmaya karar verdim. |
|
|
Yeni Şiirler Arasında – Şeref Bilsel |
Sayfa:89 |
|
|
|
Yeni Öyküler Arasında – Jale Sancak |
Sayfa:91 |
|
|
|
23-22-19-38 (Şiir) – Mete Özyılmaz |
Sayfa:92 |
|
|
|
Kuyu (Öykü) – Nurdan Pak |
Sayfa:93 |
|
|
|
İnsan (Şiir) – İlkay Aşık |
Sayfa:95 |
|
|
|
Sobe (Öykü) – Eda Al |
Sayfa:96 |
|
|
|
Kamer ile Şah'ın Sevdası (Şiir) – Cenk Tanova |
Sayfa:98 |
|
|
|
Varlık Kitaplığı |
Sayfa:99 |
|
|
|
"Kendi Hayatında Ölme Vakti" / Mehmet Eroğlu – Çiğdem Ülker |
Sayfa:99 |
Kendi Hayatında Ölme Vakti de buna çok yakın bir temayı işler. Hayata dair her şeyi bilmek isteyen türümüzün ölüm karşısındaki aczinin ötesine geçebilen ruhlara adanmış bir romandır. İnsan doğasının yüce tarafına sunulmuş bir balad’dır. Kaderin ötesine geçmeyi başarabilenler için yazılmış bir requıem ve kendi yazgısına boyun eğmiş birini kurtarmak için ölümü göze alabilenleri anlatan bir metindir. |
|
|
"Leyla Mektubum Eline Ulaştı mı?" / İlay Bilgili – Betül Dünder |
Sayfa:102 |
Ve yazar sistematik bir gözlemci olduğunu, başkasının acısına bakabilmenin mümkünlüğünü merkeze alarak kuruyor öykülerini. Başkası’nın kadın öznelerden oluşan bir grup olması da bu bağlamda şaşırtıcı olmasa gerek. Bilgili, kitabın son öyküsü “Paçalı” dışında, kadın ve erkek ilişkisini, bu ilişkilerin gerilimini, yitimini, iletişimsizliğini, öğrenilmiş çaresizliğini ortaya döküyor, bunu da kadın tarafından fotoğraflıyor. Son yıllarda özellikle yazar kadınların farklı kimlik temsillerine dair yazması; şiddetini bugün sadece kadınlara değil kendi olmanın mücadelesini veren, seçilmiş kimliklerine sahip çıkmaya çalışanlara yöneltenlerin organize olduğu bir toplumda onlara karşı söz almak istemesindeki haklı tutum metinlerde çoğalırken, Bilgili’nin tematik çerçevesini –şimdilik– dar tutması bundan sonraki öykülerine dair merakı da canlı tutacaktır sanıyorum. |
|
|
"Zenan Kayboldu" / Ela Kiçik – Hande Balkız |
Sayfa:104 |
İlk kitabı Bir Gün Sineği’nde nesnelere, anlara yüklediği anlamlarla olağanın, sıradanın ritmini kıran, alışılmış izleklerin çorak zeminler üretmesini engelleyen Ela Kiçik ikinci kitabı Zenan Kayboldu’da boyutları gittikçe genişleyen şiddet örüntülerini, bu örüntüleri pekiştiren sebepleri edebî düzleme taşır. Eril kodlarla dokunmuş kamusal ve mahrem alandaki yazılı/yazısız kuralların fiziksel şiddeti, psikolojik şiddeti nasıl körüklediği, nasıl normalleştirdiği öykülerin merkezinde yer alır. Çatışmanın kayıp imgesi etrafında biçimlendiği öykülerde kaybın anlamı hem simgesel hem de gerçeklik düzleminde irdelenir. Kaybolmanın uzantılarında bazen sebep bazen de sonuç olarak ortaya çıkan şiddetin sabitlenmiş özne ve nesneleri yoktur. Birbirini görmeyen, anlamayan, acısını paylaşmayan aile bireyleri arasındaki şiddet de yıkıcıdır, bir insana, hayvana yönelen fiziksel şiddet de. |
|
|
"Gitmek Bir Uzun Öykü - Toplu Şiirler (1985-2021)" / Emirali Yağan – Hıdır Işık |
Sayfa:106 |
Farklı biçimsel formları deneyimleyen Yağan, Gitmek Uzun Bir Öykü kitabından başlayarak düzyazıya yaslanan biçemde şiirler üretmeye başlamıştır. Ama düzyazıya düşme tehlikesinden soyutlamalar, anlam kırılmaları yaratarak kurtulur. Anlatımcı, izlenimci ve satirik şiirin olanaklarından faydalanır. “Adaletsizlik istiyorum! / Katillere cinayet güvencesi verilsin!” (s.115) gibi dizeleriyle sistemin çürümesini eleştirir. |
|
|
"Kahkaha Rengi" / Şerif Fatih – Korhan Arslan |
Sayfa:108 |
Kahkaha Rengi üç bölümden oluşuyor. “Ölüme Mektuplar”, “Zamana Mektuplar”, “Yarım Kalan Adressiz Mektuplar”. Kitap şairin okura mektubuyla başlıyor. Kitaba okuru da katarak insan ömrünün, ölüm ve zamana birer mektup olduğuna bizi ikna etmeye çalışıyor. Zamanı “ölümün görünmez sihirbazı” olarak gören şair, ölüm ve zamanın birbirine bağımlı olduğunu göstermeye çalışıyor. Yazılan mektuplar tek taraflıdır. İnsanın ölüm ve zaman karşısında aciz olduğunu, doğmayı seçemediği gibi zamanı ve ölümü de seçemediğini imliyor şair. Ölüm ve zamana kimi zaman kendi olarak sesleniyor, kimi zaman da okur adına. |
|
|
"Bir Edebiyat Durağı Küçükçekmece" / Gülsüm Cengiz – Ali Ekber Ataş |
Sayfa:110 |
Türk edebiyatının önemli portrelerinin yer aldığı Bir Edebiyat Durağı Küçükçekmece, yerel boyutları aşan bir çalışma olmuş. Her portrede yerelden ulusala, ulusaldan evrensele bir evrimin hikâyesini okuyoruz. Gülsüm Cengiz kaleminin açtığı on bir pencereden, on bir ayrı hayatın özgün hikâyesini, anılarını bir kuyumcu özeniyle işlemiş. |
|
|
Cemil Okyay ile “Şiiri Eleştiriyle Karşılamak” Üzerine Söyleşi – Gülce Başer |
Sayfa:111 |
Şiir üzerine eleştirel denemeler yazıyor, metnin nasıl oluştuğu üzerinde duruyorsanız, şiirin resim, müzik, plastik sanatlar hatta sinemayla ilgisini; tarih, sosyoloji, antropoloji, felsefe, psikoloji/psikanaliz, mitoloji, mistisizm vb. alanlarda birikim zenginliğinin çözümleme ve yorumlamada gerekli olduğunu eleştirmenlik sürecinde anlıyorsunuz. |
|
|
|
|
|
|
|