Varlık Yayınevi
 
   
 
 
   
Anasayfa Tarihçe Varlık Dergisi Kitaplar İletişim Yardım
Yaşar Nabi Nayır
Varlık Ne İçin Çıkıyor
Varlık İçin Ne Dediler
Künye
Varlık'ta Bu ay
Varlık Dergisi İçeriği
Abonelik
Yaşar Nabi Nayır Ödülleri
Varlık Dergisi 'eurozine' üyesidir

HAZİRAN

Sayfa:
Politik rejimlerin gittikçe katılaştığı, baskının arttığı, yoksulluğun yaygınlaştığı ve yeni medyanın sağladığı imkânlarla hem devletin hem de bilişsel kapitalizmin yurttaşları daha iyi manipüle edebildiği çağımızı temel aldığımız dosyamızda şu soruları yanıtlamaya çalıştık: Politik ve toplumsal eyleme yönelik güven kaybının, insanların içinde yaşadıkları toplumların dönüşüp daha özgürlükçü olabileceğine dair inancının cılızlaşmasının, özellikle muhalif sanatsal ve politik oluşumlar toplumsal eylemliliği yüceltirken yurttaşların kendilerinden beklenen bu rolü yerine getirememesinin nedenlerini nasıl kavrayabiliriz? Bu sorunların kökeninde şüphesiz demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan farklı görüş ve inançların ka¬musal olarak müzakere edilemez hale gelmiş olması yatıyor. Bunda ise Türkiye’de toplumsal ayrışmanın giderek derinleşmesinin, bir kesimin kitle psikolojisiyle karizmatik liderlerinin peşine takılmasının, bir diğerinin ise yaşadığı ülkede kendini yabancı gibi hissetmesinin çok büyük etkisi var.
Sayfa:
Sayfa:
Türkiye insanlarda sürekli normallik arayışı üreten bir ülke olarak, bunu kimi zaman militarist baskıyla kimi zaman da popülist-baskıcı-tutucu iktidar mekanizmalarıyla gerçekleştirmekten hiç geri duramadı, duramıyor. Ancak şunu da eklemek gerek; devletin tüm imkânlarına sahip olanlar, elindekileri politik rekabette öne geçmek ve asla kaybetmemek üzere kullandıklarında, devletin devasa ihtişamının büyüsüne kapılanların yanı sıra, bu büyünün bir kara büyü olduğunu gerçekten görebilenler de (nicel olarak hiç de az olmasalar bile) korkuyla geri çekiliyorlar.
Sayfa:
Kimliklerimizi ve önyargılarımızı abartmadan, araya esir alınmış medyanın dolayımını sokmadan doğrudan açıkça diyalog kurmak, tüm hukuksuzluğa rağmen, hukuksuzluk yapanlardan inatla hukuk talep etmek belki de en çıkar yol gibi görünüyor. Böylesi inatçı bir talep, eminim ki halihazırdaki “öğrenilmiş çaresizliğin” aşılabilmesi ve farklı taleplerin birbirine eklemlenmesini sağlayabilir. Bu potansiyel, her ne kadar inanılmasa da bu topraklarda bâkidir. Mesele yeterince inatçı olabilmektir.
Sayfa:
Simavi (ya da basında egemen olan yapının) geleneği siyasal iktidarla doğrudan uğraşmadan çıkarlarını koruma üzerine kuruluydu. Ara sıra yaşanan gerilimler hep çıkar çatışmasının aracıydı ve doğası gereği geçici oldu. Simaviler bu yapının önderi olarak 80’li yılların ortalarına kadar İstanbul basınını ve eğlence hayatını yönettiler. Basın dışı faaliyetleri yavaş yavaş gelişirken Özal’ın gelişi ve kendi medyasını yaratma çabası çatışmayı artırdı.
Sayfa:
Günümüzde bireylerin farkında olması gereken, yeni medya ortamlarının Janus’un iki yüzü gibi olan bu yapısı. Sosyal medya ortamlarını kullanarak siyasal, toplumsal, kültürel ve ekonomik olaylara ve eylemlere etki etmek konusunda, iki önemli ve eş anlı belirlenimin farkında olmak çok önemli. Bunlardan ilki kullandığımız platformların algoritmalarının oluşturduğu “yankı odaları” ve ikincisi ise arayüzey akışımızın benlik performansımızdaki seçişlere koşut süregiden algoritmik inşası.
Sayfa:
Sabırsız ve mevcut âna odaklanan bir toplumda, kısa vadeye kilitlenmiş bir ekonomide nasıl uzun vadeli hedeflere sahip olunabilir? Her an parçalanan ve sürekli olarak yeniden şekillendirilen kurumlarda, karşılıklı sadakat ve bağlılık nasıl sürdürülebilir?
Sayfa:
Süleyman Nesib, aslında az, ama ses getiren eleştiriler kaleme alır. Münakaşalara katılır zaman zaman… İmla üzerine, üslup üzerine yazar. Mesela bir yazısında, “sonnet” yerine “tanîne”yi önerir ve son beytin bir “sembol” olması gerektiğini vurgular.
Sayfa:
Gözlerimi alıyorum şimdi yaratılan alev ateş günlerden geriye. Uyurlar mağarasına düşürüyorum yolumu.
Sayfa:
Sayfa:
İlk kitaplarındaki tek sözcükle adeta bir dize oluşturma özelliği, sonraki kitaplarında yerini daha anlatımcı bir söyleyişe bıraksa da, müzikteki eslere benzeyen durakları, duraksamaları Egemen Berköz şiirine farklı bir söyleyiş kazandırıyor.
Sayfa:
Sayfa:
Sayfa:
Define Adası edebiyatta korsanların yaygın bir şekilde papağanlarla bağdaştırılmasına neden olmuştur. Oysa tarihte Kaptan John Piers dışında papağanlı bir korsan bilinmemektedir. Ama tropikal kuşakta seyahat eden denizcilerin ve korsanların dönüşlerinde papağanlar getirmeleri âdettendi. Bunların limanlardaki kuş pazarlarında alıcıları çoktu.
Sayfa:
Sanat zaman zaman, hele de 18-20. yüzyıl arası kentsoylu estetiğin hegemonyasının bütün varlığıyla kendisini hissettirdiği bir dönemde, imgesel bir dil olarak, amaç haline gelebilir. Delacroix’nın veya Baudelaire’in şiirlerine bu bakımdan bakıldığında, belli duyguları veya düşünceleri alımlayıcıya sunmaktan çok, söz konusu duyguların veya düşüncelerin imgesel anlamda somutlanışının ön plana çıktığı görülebilir.
Sayfa:
Sayfa:
Yanılgı, olguya içeriden bakmaktan kaynaklanıyor. 1850’den bu yana ‘şiiri yakalamış’ beş altı kişiyi ancak sayabiliriz. Öyle 1980 Kuşağı deyip 44 şair saymak hesap bilmemektir! Dünyanın hiçbir yerinde 44 kişiyi kapsayan bir şiir kuşağı olmamıştır. Fransız şiirinin en bereketli dönemi olan sembolizmde Charles Baudelaire, Stephane Mallarmé, Paul Verlaine, Arthur Rimbaud gibi dört şair sayabiliyoruz!
Sayfa:
Hüseyin Ferhad şiirinin uzamsal ve zamansal genişliği, yergilerde olduğu gibi övgülerde de çoğunlukla yanlış anlaşılmış gibidir. Şair de ‘yanlış anlaşılmayı’ özellikle istiyor sanki. Karşıdan herhangi bir yanıt beklemeyen bir soru gibi; ironinin inceden eşlik ettiği bir istifham hali…
Sayfa:
Sayfa:
Ernesto Che Guevara, Arjantinli ama Küba’nın en ünlü yurttaşı. Diktatör Batista’yı deviren Küba-lıların unutulmaz önderi, efsanevi başkan Fidel Castro’nun en yakın yoldaşı, yirminci yüzyılın ikonik devrimci lideri. Fotoğrafları hâlâ gençliğin ve devrimin sembolü. Hâlâ mezarında ağlıyor insanlar.
Sayfa:
Sayfa:
McCann “Dönsün Koca Dünya”da ip cambazı Philippe Petit’in 7 Ağustos 1974’te gerçekleştirdiği gösteriyi imge olarak seçer. Bu olağandışı olay tarihte yaşanmış diğer kitlesel travmatik olayların göstergesine dönüşür. Böylece McCann, Assmann’ın “geçmiş hatırlanarak yeniden kurulur” düşüncesinden romanını şekillendirir.
Sayfa:
Sayfa:
Saz şairleri arasında uzunca bir süre varlığını güçlü olarak hissettiren hikâye anlatma geleneği son yıllarda iyice zayıflamıştır. Bunda değişen dünya şartları, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, modernizmin her alanda gittikçe artan rolünün önemli bir yeri vardır. Ancak bütün bu olumsuz koşullara rağmen saz şiiri kültürü içinde hâlâ varlığını sürdürüyor olması kayda değer bir başarı olarak görülmelidir.
Sayfa:
Modern şiir öncelikle Dil’in bu düzenine saldırıdır; sinestezik ve metaforik imge kurgusu okurun beklenti skalasını tahrip eder ve anlamlandırma düzeneği o şiirin tikelliğinde işler. Şiirin hakikati dediğimiz düzey de oradan belirir.
Sayfa:
Sayfa:
Gelelim yaza girerken şiirlerini severek, önemseyerek okuduğum imzalara: Bu sayıda yer verebildiğimiz isimler Yunus Aydın, Önder Çolakoğlu ve Gökhan Bakar.
Sayfa:
Sayfa:
Sayfa:
Sayfa:
Sayfa:
Sayfa:
Sayfa:
Yazdıklarım bu kuşağın içinde yer alan birinin “içerden” konuşma gayretidir.
Sayfa:
Hikâyenin içine doğru birkaç adım daha atalım. Orhan Veli’nin, mesela Tanpınar’ın aksine, iyi bir kardeşi varmış. Bize Orhan Veli’yle ilgili, birlikte geçirdikleri eski İstanbul, Boğaz, Beykoz çocukluğu hayatının zenginlikleriyle dolu enfes hatıralar bırakmış.
Sayfa:
Korkuluklara Giysi Yardımı, Nilay Özer’in bir bakıma son, bir bakıma da ilk şiir kitabı. Daha önce yazdığı şiirlerin vasıfsız olduklarını ima eden bir beyan değil bu; son kitabının yeni ve bambaşka bir şiirsel mecraya girdiğine dair iddialı bir tespit sadece.
Sayfa:
Harun Atak’ın önceki şiirleri kadar, son kitabı Gülde Kerem Yangını da sim¬gecilik örneğine hizmet eden, onun koyu örnekleri içinde yer alan, örnek bir çalışmadır.
Sayfa:
“Taşa Masal”ın içindeki tarih, yakın tarih, (geçmişten) oluşmakta; yaşadığım ve acılar çektiğim, bende bir türlü iyileşmeyeceğini bildiğim derin yaralar bırakan yakından yaşadığım tarihtir.
Sayfa:
Zakir’in anıları arasında yaptığı gezintilere şimdilerde yaşamak zorunda kaldığı şehrin sokaklarında yaptığı gezintiler eşlik eder. Şehrin içinde bulunduğu kaosun yansıması haline gelen sokaklarda, “sağır edici bir sessizlik” varken bile yürümeye devam eder Zakir.
Sayfa:
Bugün Ortadoğu’da olup bitenleri daha iyi anlamak için mutlaka okunması gereken bir kitap. Selahaddin, bu başarısından ötürü, bugün de benzer bir tehdit altında olan Arapların gönlünde bir umut simgesi olarak yaşamaktadır.
Sayfa:
Özdemir İnce’nin son bombası Opera Kahkahası (Ve Yayınları 2016) 4 bölüm: “Opera Kahkahası, Deccal Söylencesi, Destansız Destan, Yolluk olarak”. Kerndine (yazıyı kendine tanrı yapmıştır), ülkemize ayna tutuyor. Kutsal söylemden düzyazıya, şiirden şiire yol, yolcu. Kazı çalışmam sürüyor.
Sayfa:
New York’un her sene dört gözle beklenen geleneklerinden bir diğeri nisan ayında verilen PEN Galası. Ancak Dünya Sesleri Festivali’nin aksine gala herkesin katılabileceği bir etkinlik değil. Daha sosyetik bir etkinlik olan galaya bu yıl ağırlıklı olarak ünlü edebiyatçılar, endüstri profesyonelleri ve film yıldızları ka¬tıldı.
HAZİRAN - KİTAP EKİ
Anasayfa   |   Tarihçe   |   Varlık Dergisi   |   Kitaplar   |   İletişim
Copyright © 2017 VARLIK YAYINLARI