Varlık Yayınevi
 
   
 
 
   
Anasayfa Tarihçe Varlık Dergisi Kitaplar İletişim Yardım
Yaşar Nabi Nayır
Varlık Ne İçin Çıkıyor
Varlık İçin Ne Dediler
Künye
Varlık'ta Bu ay
Varlık Dergisi İçeriği
Abonelik
Yaşar Nabi Nayır Ödülleri
Varlık Dergisi 'eurozine' üyesidir

AĞUSTOS 2014

Çizgi-yorum – Semih Poroy Sayfa:2
Sevgi Soysal’la Bir Öğle Vakti, Önemli Bir Şeyler Üzerine... – Gökçe Çataloluk Sayfa:4
Sevgi Soysal, Yenişehir’de Bir Öğle Vakti ve Yürümek’te bize ne anlatır? Elinizdeki yazı, bu sorunun izinden giden çok eklemli ve sistemsiz bir düşüncenin; büyüyemeyen bir kadınlığı ve onu ısrarla kuşatarak dile getirmeye çalışan bir yazarın adını hatırlatma, bunları hatırlatırken de hikâyeye kendince toplum ve kadınlıkla ilgili birkaç derkenar etme çabasının ürünüdür.
Erkekliğin Hegemonyasında Hukuk ya da Faik İrfan Elverir – A. Aslı Şimşek Sayfa:8
Asılacak Kadın’da Pınar Kür, mahkemenin o dokunulamaz tarafsızlık perdesini aralamakta ve cinsiyetler arasındaki iktidar ilişkilerini bir mahkeme sahnesi olarak kurgulamaktadır.
Geçmişle Hesaplaşma Çerçevesinde “Kıran Resimleri”: Hatırlama ve Unutmaya Dair – Elif Baydar Sayfa:11
Hesaplaşmamız gereken, hatırlamamız ve hatırlatmamız gereken katliamlardan sadece bir tanesini anlatıyor “Kıran Resimleri”. İnci Aral’ın kitabına koyduğu Turgut Uyar dizesi tüm yaşanan katliamları en kısa ve öz biçimde anlatıyor: “Ve zoraki karmaşıklığını gördüler, kan dökmenin ve ucuza gitmenin”.
Sıkıyönetim Döneminde Kadınlar Sevgi Soysal ve “Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu” – Janset Koç Sayfa:15
Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu, 12 Mart 1971 Askerî Muhtırası sonrası Sevgi Soysal’ın tutuklu bulunduğu Yıldırım Bölge Cezaevi Kadınlar Koğuşu’nda yaşadıklarını aktarır okuyucuya. “İnsanlık dışı sisteme karşı, katı olmadan karşı koymaya çabalamak Soysal’ın anıları Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu’nun temel konusudur”.
“Kendine Ait Bir Oda” ve Meydandaki Çığlık: Dirmit’in Şiirleri – Kıvılcım Turanlı Yücel Sayfa:18
Kimilerine göre ise edebiyat öyle “evrensel” ki ona cinsiyet yüklemek anlaşılamaz bir şey “Kadın” diyerek edebiyatla kurgusal bir ilişki yaratıldığı, hatta daha ilerisi cinsiyet ayrımcılığı yapıldığı savunuluyor. Aynı bakış, genellikle hayata yansıdığından, ya da tersine hayata böylesi bir bakış edebiyatla kadın arasındaki ilişkiye dair değerlendirmelere de yansıdığından, sözü edilen evrenselliğin ne kadar renk, sınıf ve cinsiyet körü olduğu gözden kaçıyor.
Yaban’dan Aydın’a: Ezelî Bir Trajediden Ebedî Bir Uykuya – Leyla Burcu Dündar Sayfa:22
Yaban’da ve Kış Uykusu’nda kahramanların yaşamı Batılı referanslarla algılamaları, doğaya olan yaklaşımlarında tersten izlenebilir. Şöyle ki, bu defa tahakküm altına alınan “yaban”lar değil, bizzat doğanın kendisidir. “Kendileri çekildikten sonra kokuları havada kalan” köylülere yaklaşmak istemeyen Ahmet Celâl, hayvanlara daha yakın olduğunu, çünkü onları tiksinmeden, şefkatle sevebildiğini söyler. Benzer şekilde, Aydın da kırılan araba camı için kendisinden özür dilemek üzere karda kilometrelerce yol yürüyüp gelen İmam Hamdi’nin ayakkabılarını çıkarması üzerine pencereyi açmaktan kendini alamaz.
Göç Yolu (Şiir) – Hüseyin Yurttaş Sayfa:24
Almanya’da Bir Çizgi-Roman Bayramı – Semih Poroy Sayfa:26
Almanya’da Nürnberg yakınlarındaki sevimli Erlangen kenti, başka birçok festival yanında Comic-Salon başlıklı bir çizgi-roman bienaline de ev sahipliği yapıyor. 19-22 Haziran tarihleri arasında on altıncı kez düzenlenen etkinliğe yüzlerce çizer, senarist ve yayıncı katıldı. Otuz yılı geride bırakan bienalin bu yılki ana konusu “100. yılında I. Dünya Savaşı”ydı. Bu konu çevresinde özel sergiler ve söyleşiler düzenlendi.
Sus ve Dinle (Şiir) – Gültekin Emre Sayfa:29
Benim İstanbul Çağım – Feridun Andaç Sayfa:30
1960’lar ve 1970’lerdeki “çarpık yapılaşma” kavramı daha çok gecekondulaşma ve apartmanlaşma için kullanılırdı. Ama 1980 sonrası kent dokusunu bezeyen yapsatçılıktan kentsel dönüşüme geçiş; o çarpık yapılaşmayı ortadan kaldırırken, bu kez ortaya melez bir yapı/mimari dokuyu ortaya çıkarmıştır. Tüm bunlar da her haliyle uyumsuz kent görünümünü İstanbul’un yeni yüzü olarak vitrine çıkarmıştır.
Yakın Uzaklık (Şiir) – Veysel Çolak Sayfa:35
“Yeşil Peri Gecesi” Romanında Şiir Geçişleri – Haydar Ergülen Sayfa:36
Ayfer Tunç’un şiir sevgisi, özellikle İkinci Yeni şairlerine duyduğu sevgi söyleşilerinden bilinir, onları sık sık anar, en çok da Edip Cansever’i. Ve zaman zaman onun dizelerinden mülhem cümleler kurar.
Umdum (Şiir) – Yusuf Alper Sayfa:42
Edebiyat Gündemi: Özdemir İnce’nin Yeryüzü Cehennemi Sayfa:43
Özdemir İnce’nin “Belirtiler Üzerine” Şiiri – Metin Cengiz Sayfa:43
Süssüz bir şiirdir “Belirtiler Üzerine”, şiir sanatlarından tamamen soyunmuştur. Konuşma havası okumayı kolaylaştırsa da şairin maksadına okuma derinleştikçe varamamanın tedirginliği dizelerde de kendisini hissettirir.
Özdemir İnce’den Bir Yeryüzü Cehennemi – Z. Betül Yazıcı Sayfa:45
Özdemir İnce’nin sözlerinden birisi olan “Belirtiler Üzerine” şiirini dilbilimsel olarak dizisel ve dizimsel öğelerin ayrıştırılması yoluyla incelemek ve böylelikle yüzey yapıdan derin yapıya ulaşmak mümkündür. Böyle bir teknik çözümlemeyi dilbilimcilere bırakarak, şiiri öncelikle yazıldığı dönemden veya ülkenin arka planından bağımsız, kendi iç işleyişi olan bir dizge olarak, sadece anlam katmanında şiiri oluşturan parçaların birbirleriyle olan bağıntılarını ve bu parçaların şiirin bütününü oluşturmadaki işlevlerini saptayarak okumak istiyorum.
Özdemir İnce’nin “Belirtiler Üzerine” Şiirinin Poetik Bileşenleri – Yaşar Güneş Sayfa:48
Şimdi “Belirtiler Üzerine” şiirinin, bir günce-şiir olarak yazıldığı tarihi yeniden anımsatmak istiyorum, 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’nin hemen sonraki ayları. Gerçekten de tuhaf bir durum yok muydu? Neredeyse ricat bile etmeden sönen ve yenildiğini ilan eden bir sınıf mücadelesi ve devrimci gençlik hareketi gerçekten tuhaf değil miydi?
Özdemir İnce Şiirinde Metafizik Dolayımlar – Celâl Soycan Sayfa:51
“Belirtiler Üzerine” şiirinde maddileşen bungunluk ve karamsarlık (kötümserlik değil), somut deneyim üzerinden evrensel bir dolayım kazanır.
Değişmeyen Toplum Şiiri: “Belirtiler Üzerine” – Onur Akyıl Sayfa:54
İnce, “Belirtiler Üzerine” şiirini aslında bütün şiiri bir nokta da kapsayan ‘Anlayamadık’ın çarpıcılığı ile açar. ‘Anlayamadık’ın vurgusunda taşınan ‘biz’, daha baştan dışarıdan okunan bir durum üzerine sözcüklerin harekete geçeceğini taşır okuyucuya.
Kumru Kuşu (Şiir) – Betül Dünder Sayfa:56
Isırmaca (Öykü) – Mehmet Erte Sayfa:57
“En Güzel Şarkı”: İlhami Bekir – Nurullah Can Sayfa:58
İlhami Bekir hiç hapis yatmamışsa da Nâzım’la tanışıklığından ötürü hep izlenir. Ancak bazı içkili gecelerinde devrin ileri gelenlerine imalı sözlerinden ötürü gözaltına alınmıştır.
Açık Kapı (Şiir) – Tozan Alkan Sayfa:60
Hatice Meryem’de Erkeklik ve Kadınlık – Hülya Bulut Sayfa:61
Hatice Meryem’in 2002 yılında yayımlanan Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun (İletişim Yay., 2012) adlı eseri, otuz ayrı kadın anlatıcının kaleminden çıkan kısa bölümlerle kadın ve kadınlık hallerinin temsiliyeti üzerine düşünürken; toplumun erkekler ve erkekliğe dair bakışını da sorgular. Kitap, “Ben bir ayyaşın karısı olsaydım eğer” düşüncesiyle açılır.
Ülkem Üzülüyorum Sana (Şiir) – İlyas Tunç Sayfa:63
Mavi Gemi Soverign ile Akdeniz’de – Çiğdem Ülker Sayfa:64
Birkaç yıl önce Milano’dan yola çıkıp, Cenova’ya inmiş; kıyıyı adımlamış ve gelmiş Nice’de durmuştuk. 2014 Haziran’ın son haftasında bu kez Barselona’dan Nice’e ulaşıyoruz. Adımlayarak değil de tabiri caizse kulaçlayarak; çünkü Pullman’ın mavi gemisi Soverign İspanya’dan ta İtalya’ya taşıyor şimdi bizi.
Bodrum Yazmaları’ndan... (Şiir) – Onur Caymaz Sayfa:66
Koltuk Değneği (Şiir) – Nihat Ateş Sayfa:68
Yapıbozumcu Kurama Göre Murathan Mungan’ın “Avara”sı – Nuray Asan Sayfa:69
“Avara”nın –klasik anlamda– geçmişine özlem duyan anlatıcıyı, onun ve arkadaşlarının yaşadığı düş kırıklıklarını, yenilgileri ve kaybettiklerini anlattığı söylenebilir. Şiire karamsar bir hava hâkimdir, “Vahşi Siyah Atlar” zamana yenik düşmüş, dağılmış ve yitip gitmiştir.
Ekmeğin Ucundaki İp (Şiir) – Taner Cindoruk Sayfa:75
“İyi Günler, Sevgilim!” – Pervin Nuraliyeva Sayfa:76
Anılarını da evde bırakıyorsun, çantanı bile yanına almıyorsun... Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi çıkıyorsun evden: “Yüreğindeki çocukla, cebindeki revolverle”. O çocuk başlangıcın, revolver da sonun sembolüdür burada. Çocuk ümittir, revolver ümitsizlik.
Bilge Karasu ve Çeviri – Tozan Alkan Sayfa:79
Bilge Karasu’nun çeviriye ilişkin görüşlerini, ölümünden sonra Füsun Akatlı’nın yayına hazırladığı Öteki Metinler adlı kitabındaki “Türkçeleştirme ya da Bugünün Diline Aktarma Üzerine Kopuk Düşünceler” adlı metinde buluruz. Karasu bu metinde, çevirinin temel sorunlarından sadakat-güzellik ilişkisine değinir ve ana metne sadakati asla güzelliğe feda etmemek gerektiğini belirtir:
Yeni Şiirler Arasında – küçük İskender Sayfa:84
Seyrediyorum bazen: Bir başka şehirdeki etkinliğe gidiyorsunuz. Güzel bir performansın ardından yemeğe çıkılıyor diyelim. Masada şiir dışında, şairler dışında hiçbir şey konuşulmuyor. Evet, özlenen bir sohbet olduğu reddedilemez ama sanki konu bitmiş gibi. Şairler, okurlar şiirden başka bir şey hakkında fikir yürütemez gibi.
Yeni Öyküler Arasında – Nalan Barbarosoğlu Sayfa:85
Bu bölüme gönderdiğiniz öykülerde ise genellikle bir telaş var. Öykülerinizin dinlenmesine, kendine gelmesine izin vermiyorsunuz çoğunlukla. Yazdığınız gibi, bir daha okumadan gönderiyorsunuz öykülerinizi. Bir dergiye öykü gönderirken değil bir kez, çeşitli zaman aralıklarında birkaç kez okumalısınız oysa. Siz yazmamış gibi okuyabilirseniz, öyküdeki boşlukları kafanızda doldurmadan, gereksiz tekrarları ve fazlalıkları görüp işaretleyerek, düzelterek okuyabilirseniz, öykünüzü günyüzüne daha iç ferahlığıyla çıkarabilirsiniz.
Dünya Parçalanıyor (Şiir) – Arda Karapınar Sayfa:87
Adıyar (Öykü) – Şehri Çabuk Sayfa:88
Hepsi Geçti (Öykü) – Necati Eker Sayfa:89
Kırmızı İz (Şiir) – Uğur Karaca Sayfa:90
Düşlerde Küf Kokusu (Öykü) – Nilgün Pamuk Sayfa:91
Yabancı (Şiir) – Ali Ekber Erdoğan Sayfa:92
Varlık Kitaplığı Sayfa:93
Nilüfer Açıkalın ile Söyleşi – Nazlı Yıldırım Sayfa:93
Karanlıkta Çok Güzelim on yıl önce yazdığım bir öyküden haraketle ortaya çıktı. Öykümün adı ‘Filme Figan’dı. Biliyorsunuz, oyuncu olduğum için yayıncıların ketum önyargılarıyla uzun zaman savaştığımdan birçok yayınevi dolaştım, neredeyse her kitabım farklı bir yayınevinden çıktı, neyse uzatmayayım, zira hiç reklamasyon zımbırtıları olmaksızın bütün öykü kitaplarım öykü satmaz denilen bir ortamda ikişer üçer baskı yaparak okurlarına ulaştı ve önemli olan da bu, yayıncıların aksine okur tarafsız ve benim kriterim de dosyayı okumadan geri çeviren eski kafalı, kıskanç yayın kurulları değil okurun kendisidir.
“Okyanus Görmüş Gemi” / Abdülkadir Budak – Aslıhan Tüylüoğlu Sayfa:95
Abdülkadir Budak’ın son şiir kitabı Okyanus Görmüş Gemi, yine çocuksu bir sorgulayışla “Neye yarar tecrübe?” diye sorarak açılır. Yaşlanmanın, gün görmenin ama daha çok acılar biriktirmenin, hiç de hoş olmayan deneyimler edinmenin sorgulamasıdır bu.
Hüseyin Yurttaş ile Söyleşi – Aslı İlhan Sayfa:96
Kitapta, benim işim ve konumum gereği yazar ve şairler baskın bir çoğunlukta ama başka sanat kollarından önemli adlar da var. Kitabı yazarken, mümkün mertebe yakından tanıyabildiklerim, bolca görüşme fırsatı elde ettiklerimi anlattım.
“Parrot ile Olivier Amerika’da” / Peter Carey – Tolga Aras Sayfa:98
Peter Carey, bizi 1830’lar Amerika’sına götürürken aslında bir ülkenin kuruluş sancıları ve bu sancılar sırasında yaşanan hem komik hem de düşündürücü tartışmalarla buluşturuyor.
Hikmet Temel Akarsu ile Söyleşi – Fatma Yeşil Sayfa:99
İyi bir yazarın yazdıklarında görünenlerden daha önemli olan görünmeyenlerdir. İyi bir et yemeğinin et kokmaması gerektiği gibi iyi bir edebiyat yapıtının da edebiyat kokmaması gerekir.
“İnsan Suyu Zaman Nehrinde Akıyor” / Aydın Boysan – Hasan Akarsu Sayfa:101
Aydın Boysan, yapıtlarıyla 93 yaşının hakkını verir. Sözün tadını, çizgili mizah olan karikatürü, şiiri, kitap sevgisini, demlenme bilgilerini, zamanın önemini, dostluğun değerini ondan öğrenmek daha güzeldir.
Hüseyin Alemdar ile Söyleşi – İsmail Biçer Sayfa:102
Güçlü şiir ya bir itiraftır ya da ithaf dersem, en basitinden hem imgeye vurgu yapmış olurum hem de metaforun gücünü onamış olurum.
“Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk” / Wilhelm Genazino – Serap Çakır Sayfa:103
Gerhard’ı patronu işten çıkardı. Hayatının merkezinde yer alan istikrarsızlık, akut ruhsal rahatsızlıklar, sürekli endişe ve kronik mutsuzluk her fakir insanın yakasına yapıştığı gibi onu da esir aldı. Ama sonra neler olduğunu bu eşsiz yapıtı okuyarak öğreneceksiniz...
Tuncer Erdem ile Söyleşi – Beyza Becerikli Sayfa:105
Bak, Gene O Şey’e başlarken, öncelikle tüm öyküleri anlatacak bir anlatıcı karakteri oluşturdum. Bu anlatıcı benden izler taşıyan, ama benden daha tuhaf bir karakter oldu. Kitabın kapağındaki illüstrasyonum gibi, abartılı bir suretim...
“Aşı” / Ebru Ojen – Olcay Özmen Sayfa:107
Ebru Ojen’in kitabın ilk sayfalarında belirsizlik-fantastik arasında duran hikâyesi, sınırsızca çizilmiş bir düş öneriyor bize. Alışılmış / sıradan olandan farklı fantastik bir kurguyla okurun karşısına dikiliyor. Belirsizlik, politik duruşla bertaraf ediliyor. Aşı, politik durmak için değil, politik duruşun bir edebiyat ürününe sızması gerektiği gibi, kitapta geçen olayların/ olanların inandırıcılığıyla kuşatıyor bizleri.
“Unutacak Kimse Yok” / Onur Akyıl – Anıl Cihan Sayfa:108
Şair Onur Akyıl’ın yeni şiir kitabı Unutacak Kimse Yok, insanın insana, insanın kendine sırt çevirdiği, başkalarını ve kendini görmezden geldiği, acılara duyarsızlaşmış bir toplumun kuyularına bırakıyor kendini.
Şiir Günlüğü – Gültekin Emre Sayfa:109
Gezi Parkı Direnişi’nden önceki şiir, şiir değil miydi? Hem de nasıl şiirdi! Ya direniş sonrası yazılanlar? Yol ayrımının, kırılma noktasının şiirleri. Kimi çalakalem, kimi oturaklı. Ama direniş öncesine dönülemez artık. “tencere tava çalıyor meslek sahibi özgür kadınlar,/ tutulan ayı, pörsüyen güneşi kurtarmak için” (Özdemir İnce).
Şimdi Haberler... – Gülce Başer Sayfa:110
AĞUSTOS 2014 - KİTAP EKİ
Anasayfa   |   Tarihçe   |   Varlık Dergisi   |   Kitaplar   |   İletişim
Copyright © 2017 VARLIK YAYINLARI