Varlık Yayınevi
 
   
 
 
   
Anasayfa Tarihçe Varlık Dergisi Kitaplar İletişim Yardım
Yaşar Nabi Nayır
Varlık Ne İçin Çıkıyor
Varlık İçin Ne Dediler
Künye
Varlık'ta Bu ay
Varlık Dergisi İçeriği
Abonelik
Yaşar Nabi Nayır Ödülleri
Varlık Dergisi 'eurozine' üyesidir

ŞUBAT 2013

Çizgi-yorum – Semih Poroy Sayfa:2
Yaratıcı Yazarlık Endüstrisi (Bir Tarihsel Arkaplan Okuma Denemesi) – Barış Acar Sayfa:3
Eğer çözümleme yapmak; romana, şiire, öyküye dair bir şeyler öğrenmek ve yazarlar tanımak istiyorsak ithal edilmiş bölümler oluşturmak yerine öncelikle “Yüzyıllardır faaliyet gösteren edebiyat fakülteleri zaten bunun için kurulmamış mıydı?” sorusunu cevaplamalıyız. Yaratıcı yazarlığın önerisi olan her şey akademi mantığı içinde, başarılmış ama başarılamamış ama mutlaka düşünülmüş biçimde durmaktadır.
ABD’de Yaratıcı Yazarlığın Doğuşuna ve Gelişimine Dair Tarihsel Notlar – Mesut Varlık Sayfa:5
Yaratıcı yazarlık dersi verenlerin ifadelerine bakıldığında, dersin içerik yapısı konusunda, bilinen kompozisyon dersinden çok da farklı olmayan bir müfredatla karşılaşılır. Ancak yaratıcı yazma derslerini farklı kılan, içerik yapısından çok, dersin uygulanış biçimi ve öğretmenin kendisidir.
Gerçek Bir Diploma Alın – Elif Batuman Sayfa:10
Son derece değerli, son derece insani bir yetenek olarak kabul edilen “yaratıcılık” ideali, yazarın formasyonu için zararlı olabilir mi? Amerikan eğitiminde yaratıcılığın rolünün, McGurl’ün gözlemlediği gibi, Soğuk Savaş retoriğiyle başlaması netameli görünür: Yaratıcılık sayesinde, Amerika “son derece sıkıcı ideolojik rakibine” karşı üstünlük kazanacak ve “grup halinde düşünen Komünist düşmanı alt edecek”tir.
Küçük Kirli Sır – Fredric Jameson Sayfa:15
Başından beri, yazarlık programlarının kuram ve uygulamalarınca belirlenen ve pekiştirilen, savaş sonrası Amerikan estetik anlayışındaki öznel dönüşümü vurguluyorum. Bu programlar, aynı zamanda, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra vuku bulan Amerikan ruhundaki önemli değişimleri açığa vurur. Bu yüzden, bu üç ilke, savaş sonrası oluşan yeni toplumu, ekonomik düzeni ve genel hatlarıyla bireycilik olarak tanımlanan öznelliğin evrimini keşfetmede önemli bir ipucu olarak sayılabilir.
Yaratımsız Yazarlık – Kenneth Goldsmith Sayfa:19
Bilgisayarların kendi ürünlerini taklit etmek için insanları teşvik etmesiyle birlikte kopyalama ve temellük yöntemlerini kullanan yazarların sayısı son birkaç yılda inanılmaz derecede arttı. Kesme ve yapıştırma, yazma sürecinin ayrılmaz birer parçasıyken, yazarların bu özellikleri yaratıcılarının öngörmediği biçimde uç noktalara götürerek kullanmayacağını düşünmek delilik olurdu.
Matbuat Kültürü ve Edebiyat Kültürü – Ted Solotaroff Sayfa:25
Bence yazım programlarındaki öğrencilerin çoğalması bir açıdan fazlasıyla fark edilmiş narsisizm çağının bir işi, diğer taraftansa kitle pazarı tarafından desteklenen yazar ve tüketici arasındaki mesafenin yitimi ile alakalı.
Soruşturma: Yaratıcı Yazarlık Endüstrisi Üzerine Sayfa:30
Necmiye Alpay, Hüseyin Peker, Yavuz Alogan,Ümit Yaşar Gözüm, Fatih Özgüven, Ethem Baran, Saliha Yadigâr, Jale Sancak, Sibel Ercan, Hakan Bıçakcı, Hüseyin Kıran, Hülya Soyşekerci, Başar Başarır, Abdullah Ataşçı,Feryal Tilmaç, Pelin Buzluk, Sibel Oral, Süleyman Akbulut, Kerem Işık, Bülent Yıldız,Hande Koçak, Eda Çaça, Rafet Arslan, Mehmet Said Aydın, Şehmus Ay, Emrah Yaralı, Amy Spangler, Nermin Mollaoğlu aşağıdaki soruları yanıtladılar: • Yaratıcı yazarlık kurslarının, tüm dünyada ilkin göze çarpan en büyük özelliğinin edebiyat piyasasında nicelik açısından bir yükselmeye neden olmasıdır. Türkiye’de de yaklaşık 20 yıldır bu tür kursların faaliyette olduğu göz önüne alındığında, her yıl giderek artan sayıda öykü ve (özellikle) roman kitaplarının yayımlandığını söyleyebiliriz. Edebiyat “piyasa”mızdaki bu nicel yükselişin yanına “nitel” açıdan bir fotoğraf koysanız, iki durum arasındaki fark ve benzerlikleri nasıl değerlendirirsiniz? • Türkiye’de yayın sektörünün 2000’lerden bu yana, reklam kampanyaları, edebiyat ajanslarıyla ilişkiler vb. anlamında daha profesyonel bir ticari çizgide ilerlediğini söyleyebiliriz. Bu doğal olarak beraberinde hedef kitle analizlerini de getiriyor. Şayet Türkiye’de bu şekilde tanımlanabilen okuyucu kitlelerinin oluşmaya başladığı söylenebilirse, “yaratıcı yazarlık” faaliyetlerinin bu hedef kitlelerle bir ilişkisi var mı? Varsa bu nasıl bir ilişki sizce?
Evlerden Çıkmak (Şiir) – Hüseyin Yurttaş Sayfa:48
Bir Editörün Kâbusu ve Övgü ile Sövgü – Mehmet Rifat Sayfa:50
Edebiyat yapıtlarını hiçbir çözümlemeden geçirmeden, sıradan bir okurun yapacağı bir okuma eylemiyle değerlendirip (?) övgüler düzmek, ya da yapıtların ayırıcı özelliklerine değil de yazarın İnsan Kişiliğine, Toplumsal Benliğine dayanarak yapıtını kötülemek edebiyat eleştirisinin varoluş nedenine aykırı olsa gerek.
Unutulmuşluk (Öykü) – Güven Kaya Sayfa:52
Niyet ve İdeoloji: Sezai Karakoç Şiirinde Ötesini Söyleme Denemesi – Hasip Bingöl Sayfa:58
Şiiri varoluşsal bir hakikat misyonu olarak görüp yücelten Karakoç, inşa ettiği mistik Diriliş evrenini, resmî olanın karşısına bir anıt gibi diker. Bu yönüyle tam anlamıyla bir sivil şair olarak karşımızda belirir. Hatta öyle ki resmî ideolojinin buyurduğu din anlayışına sırtını çevirmekle kalmaz, ona alenen cephe alır ve İslam geleneğine, bu geleneğin tevarüs ettiği büyük mirasa ciddi anlamda yaslanır.
Yaşar Kemal’in Ütopyası – Feridun Andaç Sayfa:64
Yaşar Kemal, çoğunlukla yazarken keşfeden kendi kendini esinleyen bir anlatıcıdır. Ele alıp değindiği bir izlek/kişi konunun seyrini alıp bir başka boyuta taşır. Öyle ki yer yer anlattığı konudan uzaklaşır; bu kez karşımıza başka izlekler, kişiler, hatta hayali yerler çıkarır. Bu dörtlemede sıklıkla karşımıza çıkandır bu. Anlatısında, bu nedenle, bir sınır, nedensellik bağıntıları, gerçeklik bütünlüğü, olay örgüsü akışı/sonu yoktur. Geçmiştir sürekli anlatılan. Romanında bugüne dair olan salt kurucu tema ve bununla ilişkilendirdiği kişilerin gerçekliğidir…
Elif Şafak’ın “İskender”inin Meta ve Eser Olarak İncelenmesi Üzerine Tartışmalar – Nesrin Aydın Satar Sayfa:68
Şafak’ın romanı her şeyden bahsetmeyi, yazarının bildiği ya da deneyimlediği her konu hakkında biraz söz söylemeyi kendine görev addetmiş. Ne yazık ki tasavvuf ve gündem sosunu gereksiz kullanması yemeğin lezzetine halel getirmiş.
Hanif Kureishi: İkamete Memur Edilir mi Hiç? – Melike Belkis Aydın Sayfa:75
Gündelik yaşamın sıkıcılığını, kendiliğinden anlamsızlığını aşmanın tek yolu ona gizil ve bireysel bir anlam kazandırmaktır. Metrolar gecikip, tramvaylar balık konservesi gibi geldiğinde, sıcaktan ağda gibi eridiğimiz günlerde dersler uzadıkça uzarsa bence tek çıkar yol büyük resmi görmek değildir, çünkü büyük resim her zaman daha büyük bunalmaktır, gündelik işkenceye katlanmamızı sağlayacak bir bahane bulmalıyızdır.
Bir Namazlık Aşk (Şiir) – Hatice Meryem Sayfa:78
Terry Eagleton ile Söyleşi – Hande Sonsöz Sayfa:79
İdeoloji, tarihsel farklılıklardan doğan, farklı kavramsallıklarla doku halinde örülmüş bir metindir. İdeoloji kendi içinde zengin anlamlar taşıdığı için tanımları da elbette birbirinden farklıdır. Ancak en etkin ideoloji aslında kendini en belli etmeyen, hayatın içine karışmış, en doğal ve gerçeklik olarak zaten kültür-sanatın içinde var olan düşünce sistemidir. “Edebiyat ideolojidir” derken bundan bahsediyorum.
Kültür Gündemi: Yasaklı Çeviri Kitaplar – Tozan Alkan Sayfa:81
Komünist Beyannamesi Türkçede basıldığı aynı yıl toplatılıp yasaklanır. Çevirmenin de aralarında olduğu bir grup komünist tutuklanır. Bundan sonraki her komünist tutuklamasında, kişilerin ev, işyeri ve üzerlerinde bulunan yasak yayınların en başında Komünist Beyannamesi gelir.
Terane (Şiir) – Yılmaz Arslan Sayfa:84
Foça Mektupları / 6: Sirenler’in Yalancısı – Ahmet Önel Sayfa:85
Foça’da kış mevsiminde kişiyi tefekküre yönlendiren tek olgu erken kararan gökyüzü, sert esinti ve giderek büyüyen dalgalar değildir. Tefekkür paylaşmayı, paylaşmak ise insana özgü alışkanlıkları bir kez daha hayata geçirme dürtüsüne iş başı yaptıracaktır. Alışkanlıklar belleğin nöbetçisidir.
İncir, Nar, Üzüm ve Türkü (Şiir) – Engin Turgut Sayfa:87
Şiirin Atardamarı: Sevi İlişkileri – Mustafa Şerif Onaran Sayfa:88
İnsanı etkileyen öyle karmaşık duygular var ki, bunlardan birini, sevi ilişkisini seçip şiirin izini sürmesi için onu görevlendirmesi yeterli olabilir mi?
Yeni Şiirler Arasında – Enver Ercan Sayfa:91
Bu arada bir ay boyunca gazetelerin verdiği kitap eklerini taradım. Hiçbiri şiir kitabına itibar etmiyor. Editörleri mutlaka edebiyatseverdir ama ne yazık ki şiirden nefret ediyorlar sanki. Küçük tanıtımlarda bile şiir kitaplarına pek rastlanmıyor. Oysa her sayıda 4-5 şiir kitabına yer verseler, amirleri mi kızacak? Vermiyorlar işte.
Yeni Öyküler Arasında – Hatice Meryem Sayfa:92
Biliyor musunuz, her yazar bir ressamın hayranıdır bana kalırsa. Cümleler, paragraflar, hatta sayfalar boyunca bir düşünceyi anlatmaya çalıştıkları ve sonra bir sergide dolaşırken bir tabloda ona basitçe rastlayıverdikleri için.
Şiir (Şiir) – Buğra Giritlioğlu Sayfa:93
Panayırdan Önce (Öykü) – Mesut Barış Övün Sayfa:94
Aşkın On İki Halli Takvimi (Şiir) – Hişar Şiyar Uyan Sayfa:95
Varlık Kitaplığı Sayfa:96
Fikret Hakan ile Söyleşi – Gültekin Emre Sayfa:96
Anımsıyorum, bir süre Yeditepe dergisinde Bumin Güney imzasıyla yerli film eleştirileri de yazdım. Çok değerli günlerdi. Tomris ve Turgut Uyar beni çok severlerdi. Bütün boş zamanlarımda onlara giderdim. Turgut Uyar’ın son şiirlerini çoğunlukla ilk ben okumuşumdur. Diyeceğim, onlardan farkına olmadan ne çok şeyler öğrendim.
“Zahit” / Hasan Özkılıç – Saba Kırer Sayfa:99
Özkılıç romanının dilini, öykülerinden aşina olduğumuz dengbej diliyle harmanlar. Bu da okurun olayların sıcak atmosferine bir anda girmesini sağlar. Bölümlerin adlandırmalarında sergilenen Brechtyen tavır yerini dengbejlere bırakır. Bu dil Özkılıç’ın öyküleriyle de edebiyatımıza kazandırdığı bir dildir. Bu da Özkılıç’ı diğer öykücülerden ayıran, özgünlüğünü kurduğu, koruduğu bir zeminle ilgilidir. Tavrını ilk romanı Zahit’te de sürdürmesi onun mecrasının sağlamlılığını işaret eder.
Ali Özgür Özkarcı ile Söyleşi – Murat Özbek Sayfa:101
Son dönem Türk şiirinde, politik bir damarın yokluğundan bahsetmek, biraz yanlış, daha da fenası ayıp olur. Politik olmanın birden fazla biçimi vardır, ama önemli olan, yazdığınız dönemdeki biçimlerden hangisinin daha etkili olabileceği, daha çok çoğalmaya yarayabileceğidir. Biliyoruz ki, modern Türk şiirinin en güçlü damarlarından biri, “politik”liğidir.
“Kâh Sevinçli Kâh Hüznü Hazin Altmış Üç Mürekkep- Düzyazdım” / Sina Akyol – Asuman Susam Sayfa:103
Geleneğimizde zengin ve güçlü örnekleri olan belagat da üslupçuluk da hiç yokmuş gibi davranılıyor ya günümüzde, Sina Akyol’u hem şiiriyle hem sözüyle hem yazısıyla ben bu geleneğin sürdürücülerinden biri olarak gördüm hep.
“İsyan Pazarlanıyor” / J. Heath-A. Potter – Tevfik Kalkan Sayfa:104
Ayrıntı Yayınları’ndan geçtiğimiz günlerde çıkan İsyan Pazarlanıyor adlı eser bu konuda önemli açıklamalar içeriyor. Kitabın yazarları olan Joseph Heath ve Andrew Potter’ın tezi şu: Kapitalizm her şeyi pazarlar, ona olan isyanınızı bile demeyeceğim, zira özellikle isyanınızı pazarlar. Çünkü karşı kültür hareketi, tüketim toplumu eleştirisi ve cool görünme arzusu kapitalizmin ateşini söndürmek şöyle dursun onu büsbütün körükler.
“İntihar Notlarım” / Michael Thomas Ford – Gülçin Kocabuğa Sayfa:106
Amerikalı yazar Michael Thomas Ford’un İntihar Notlarım başlıklı romanı, işte o “hakiki sebep” sorgusu üzerinden kurgulanmış, etkileyici bir roman. İntihar Notlarım, ilkgençlik yıllarının baharındaki (belki de kışında demeliyiz) Jeff’in bir yılbaşı gecesi intihara teşebbüs etmesi nedeniyle yatırıldığı psikiyatri kliniğinde tuttuğu günlük yazılarından oluşuyor.
Şiir Günlüğü – Gültekin Emre Sayfa:107
Fransız ressam Colette Deblée’nin resimlerine yazmış Yağmur Kızı Böyle Diyor’u (Noktürn, 2012) Lâle Müldür. “Bizden kaçan rüyalar”ın söküklerini dikiyor “eskil bir aşk öyküsünün/ içinde” kalarak. Kentlerde yitirdiğimiz dilimizi aratıyor bize şair. İzne çıkmış resimlerin izini sürüyor.
Yeni Yayınlar – Reyhan Koçyiğit Sayfa:109
Şimdi Haberler – Gülce Başer Sayfa:110
ŞUBAT 2013 - KİTAP EKİ
Anasayfa   |   Tarihçe   |   Varlık Dergisi   |   Kitaplar   |   İletişim
Copyright © 2017 VARLIK YAYINLARI