|
|
EYLÜL 2010
|
|
|
Çizgi-yorum – Semih Poroy |
Sayfa:2 |
|
|
|
Okurlarımıza... |
Sayfa:3 |
Varlık bu yılın 15 Temmuz’unda 78 yaşına bastı. Ve ilk sayısında kurucumuz Yaşar Nabi’nin koyduğu ilkelere bağlı; genç yazar, şair ve çevirmenlere sayfaları açık; içinde bulunduğumuz devrin güncel konularını izleyen bir dergi olarak yaşamını sürdürüyor. Ancak, dağıtım sorunları da giderek ağırlaşıyor. 2011 Ocak ayından itibaren dağıtıcı kuruluşun talep ettiği komisyonu karşılamak mümkün olmadığından, dergi artık gazete bayilerinde bulunamayacak. Varlık dergisini bayilerden alan okurların, dergi satan kitapçılara ya da abone olmaya yönelmesi gerekiyor. |
|
|
Trenlerin Ardından... – Tahir Abacı |
Sayfa:4 |
Öteden beri edebiyattan trenlerin geçişini irdeleyen bir dosya oluşturmayı düşler dururdum. Ancak, fazla özgül bir konu olduğu için yazmaya istekli çıkabilecekler konusunda kuşkularım vardı. Şaşırarak gördüm ki, kime önerdiysem coşkuyla karşıladı. E-maillere cevap alamayınca Altay Ömer Erdoğan’a çok az bir zaman kala telefonla ulaştım, “Trenlere özel ilgim var, yazarım,” demez mi! Betül Tarıman da tez zamanda gönderdi yazısını, “Ama benim hiç trenli şiirim yokmuş,” diye hayıflanarak. Özgün E. Bulut, benim de çok iyi bildiğim bir mahalleden, Elazığ’ın İstasyon mahallesinden yetişme; ama bu konuyu bile kökenine, Dersim’e ulamadan edemedi, o nedenle biraz didiştik, vurguyu trenlere çekmekte zorlandık. Figen Abacı da konuya ruhbilim cephesinden baktı. Sonuçta beni de şaşırtan, ilginç bir toplam çıktı ortaya. İstasyonlarda nicedir olmayan “kampana” bizim dosyamızda çalıyor: Yollara düşme vakti... |
|
|
Köylüyle Kurt (Şiir) – Günel Altıntaş |
Sayfa:10 |
|
|
|
Düşlerimizin Raylarında Kıvrılan Trenler... Altay Ömer Erdoğan |
Sayfa:11 |
Bir modernleşme projesi olan tren Anadolu’ya giderken gar gazinolarıyla, spor kulüpleriyle birlikte gider. Gar gazinoları, birer eğlence mekânı olmaktan çok o yerleşim biriminin elit kesiminin toplandığı kulüp niteliği kazanırlar. O yıllarda yalnızca büyük kentlerde izlenme fırsatı olan sanatsal etkinlikler de, raylar üzerinden buluşur Anadolu’yla. |
|
|
Tren Gelir Hoş Gelir Vagonları Boş Gelir – Betül Tarıman |
Sayfa:18 |
İçinden tren geçmeyen şehirlerde çocuklar tren nedir bilmezler. Trene ilişkin hayaller kurulmaz o kentte. Oysaki yolunu bir kasabaya düşürmüş trenin ya da çocuğun düşleri ne kadar zengindir. Masallarına bile tren kokusu sinmiş, “Trende keyifli keyifli çuf çuf çuf eder, puf puf puf diye dumanını çıkartarak geçer gidermiş” sözleri uykularının bir yerine adeta nakışlanmıştır. |
|
|
Doğu’nun Trenleri ya da Korku Trenleri – Özgün E. Bulut |
Sayfa:22 |
Kuşkusuz tren çok ince bir konu. Buharlı geçmişinden başlayıp, kömüre uzanan nostaljik öyküsü ile geniş bir çerçeve çizilebilir. Buradan mazotlu haline ve bugünkü hızlı tren serüvenine geçiş yapmak mümkün. Sinema ve romanlara yansıması, yolculuklardan ayrıntılar, istasyonlar, istasyonlara dair gözlemler, eski biletler, görevlilerin bilet diye bağırıp, ellerindeki aletle biletlere yıldız şeklinde delikler açılması gibi anekdotlarla tren olgusu daha da detaylandırılabilir. |
|
|
İmgeden Trene, Trenden Gerçeğe – Figen Abacı |
Sayfa:25 |
Freud, Düşlerin Yorumu kitabında düşte görülen trenin aileyi simgelediğinden söz eder. Aile ait olunan, parçası olunan, ödipal üçgenin kaynağı, Lacan’nın deyimiyle kültüre girişin, diğer anlamda dile girişin ilk basamağı. Fantezilerin gerçekliğe dönüşüm sürecinin yaşandığı geçiş nesnesi gibi kültüre geçiş yeri, hayal ve hazza izin verilen kuralların da işin içine girdiği yer. Tren simgesini sanatçıların eserlerinde sıkça görmemizin nedeni bu ortak imgelemden dolayı olabilir mi? Trenle ilgili yazılan şiirlerin çoğunda bu tanışıklığın, ait olmanın güvenini anımsatan geçmişin izlerini bulmak mümkün. |
|
|
Fado (Şiir) – Hüseyin Yurttaş |
Sayfa:27 |
|
|
|
Cemal Süreya’nın Treni – Haydar Ergülen |
Sayfa:28 |
Cemal Süreya’nın Treni 20 yıl sonra başka bir istasyona gider miydi? Kürt sorununun konuşulduğu, Dersim Katliamı’nın gündeme getirildiği, Kürtçenin artık yasak olmadığı, Alevilerin cemevlerinde törenlerini ve ibadetlerini yapabildiği, 2010 yılında Cemal Süreya da Ece Ayhan gibi artık şair değil etikçi mi olurdu, trajiğinin ironisine bir müdahalede mi bulunurdu bilmiyorum, ama İkinci Yeni’yken aşırı olmayıp sonraları her türlü aşırılığa var mısın diyen bir şairden doğrusu ben her şeyi beklerim. |
|
|
Evet (Şiir) – Betül Dünder |
Sayfa:31 |
|
|
|
İsa ve Musa, Baba ve Beden – Hasan Bülent Kahraman |
Sayfa:32 |
Bana ilginç gelen, aynı dönemde, 60’lar sonu ve 70’lerde ortaya çıkan performanslar. Bedeni bir enstrüman olarak kullanmak suretiyle sanatsal bir dilin geliştirilmesi. Bu yeni mecranın 68’in başlattığı yeni duyarlılıkla bir ilişkisinin olmadığını söylemek olanaksız. Zaten Hermann Nitsch o tarihlerde bir hipiydi. Marcuse, bedensel gerçeklik hakkında cilt cilt kitap yazıyordu. Bunlar bildiğimiz şeyler. Ben İslam’ın bu dünyaya, bu duyuşa verdiği yanıtları merak ediyorum. |
|
|
Verevine Açılım: Neokrasi (Şiir) – Osman Olmuş |
Sayfa:37 |
|
|
|
Attilâ İlhan – Hasan Bülent Kahraman – İbrahim Yıldırım |
Sayfa:38 |
Atillâ İlhan, bize iki de fotoğrafını vermişti. Biri Paris’te çekilmişti; yazar, ince bıyıklı bohem sakallıydı, çoban palto giymişti, başında geriye doğru özenle kaydırıldığı belli olan bir bere vardı... Diğerinde ise onu çamurlu bir İstanbul sokağındaki salaş bir mekânın önünde görüyorduk: Pardösülüydü, ayakkabıları boyalıydı, daha yaşlıydı; başında bu kez fötr şapka vardı, sakalı yoktu, ama bıyıklıydı, yanında elinde paket taşıyan daha uzun boylu, giyimine özen göstermemiş kirli pabuçlu genç adam ise, –büyük olasılıkla– Hangi Batı’da sık sık sözünü ettiği arkadaşıydı. |
|
|
Çiçekçi Zaida (Öykü) – Murat Tuncel |
Sayfa:42 |
|
|
|
Kültür Gündemi: Yeni Anayasaya “Evet” mi, “Hayır” mı? |
Sayfa:45 |
Eylül ayında yapılacak referandum, Türkiye’nin uzun vadeli yol haritasını belirleyecek. Adalet Ağaoğlu, Leyla Erbil, Adnan Özyalçıner,Remzi İnanç, Egemen Berköz, Ataol Behramoğlu,Sennur Sezer, İnci Aral, Hüseyin Yurttaş, Gülseli İnal, Feyza Hepçilingirler, Hulki Aktunç, Selçuk Altun, İzzet Yasar, Habib Bektaş, Tahir Abacı, Ahmet Önel, Abdülkadir Budak, Tarık Günersel, Metin Cengiz, Feridun Andaç, Mehmet Zaman Saçlıoğlu,Fergun Özelli, Roni Margulies, İskender Pala, Ahmet Ümit, Enis Akın, Müge İplikçi, Süreyyya Evren, Eren Aysan; bu önemli dönemeçte oylarını hangi yönde kullanacaklarını ve nedenlerini açıklıyorlar. |
|
|
Mehmet Zaman Saçlıoğlu ile Söyleşi – Nursel Duruel |
Sayfa:60 |
İki ve Keçi kitabı ilk tümcesiyle beni çok etkilemiş olan “İlahi Komedya”nın ilk tümcesine gönderme yaparak başlıyor. Dante, “Yaşam yolumun yarısında kendimi karanlık bir ormanda buldum” gibi bir tümceyle başlıyordu büyük kitabına. Ben (öykünün anlatıcısı) ise doğal olarak Dante’den yıllar sonra bu düşsel yolculuğa çıkabilmişim. “Yaşım hayli ilerlemişti. Daha da geç olmadan bir yolculuğa çıkmak istedim” diyerek… |
|
|
Hançer Dansı (Şiir) – Ersan Erçelik |
Sayfa:65 |
|
|
|
Düşünce Temrinleri IV – Sabit Kemal Bayıldıran |
Sayfa:66 |
Şimdi tasavvuf kültürünü bilmeden, onun Türkçeyi nasıl incelttiğini anlamadan büyük şiire ulaşmak çok zor olsa gerek. Nâzım, Asaf Halet, Behçet Necatigil, Sezai Karakoç, Hilmi Yavuz… bu dile vâkıf oldukları için büyük şiire ulaşabilmişlerdir. |
|
|
Ey’li Şiirler (Şiir) – Yücelay Sal |
Sayfa:69 |
|
|
|
Dergiler... Dergiler... “Toz ve Töz Yuvaları” VII – Sina Akyol |
Sayfa:70 |
Gazetelerin köşe yazarlarının ve televizyonların profesyonel yorumcularının drajeler halinde hazırlayıp sundukları komprime bilgilere gereksinim duyanlar, bu drajeleri uzun süredir yutmalarından dolayı, kendi düşünme yetileri dumura uğramış olduğu için mi acep, hâlâ komprime görüşlere iltifat etmekteler? Diyorum ki, sevgili dostlarım, n’olur dokunmayın bana, n’olur propaganda yapmayın, beni etkilemeye kalkışmayın, benim aklım bana yeter, kaldı ki zerre kadar merak etmiyorum görüşlerinizi, işte hepsi bu kadar! |
|
|
Külçesi Dağınık Hayal (Şiir) – Hüseyin Köse |
Sayfa:75 |
|
|
|
Onlar da Çevirdiler II – Tozan Alkan |
Sayfa:76 |
Mustafa Kemal’in Belçikalı şair Leon Montenaeken’den şiir çevirisi olduğunu geçen sayımızda söylemiştik. Gazi’nin şiir dışında askerlikle ilgili çevirileri de var. Nurer Uğurlu’nun yayına hazırladığı, 1998 yılında Cumhuriyet gazetesinin armağan olarak verdiği kitap, Atatürk’ün Askerlikle İlgili Çeviri Kitapları başlığını taşıyor. |
|
|
Canlı Meşale (Şiir) – Charles Baudelaire |
Sayfa:79 |
|
|
|
Canlı Meşale (Şiir) – küçük İskender |
Sayfa:79 |
|
|
|
Rimbaud’larla Dörtnala – küçük İskender |
Sayfa:80 |
Gelelim bu aya, eylüle girdik. Eylül büker yüreği hep; alışkanlığı. En kırılgan ay adı. Denizcan Karapınar ve Emin Kaya bu ayın seçilen şiirlerine imza atan arkadaşlar. Bir de Gümüşlük Akademisi’nde ortaklaşa yazılan “Zencefil” adlı şiiri ekliyoruz listeye. Üçü de Metin Güven’in öksüz kalan kedilerine gitsin. |
|
|
Zencefil (Şiir) – Gümüşlük Akademisi şairleri |
Sayfa:81 |
|
|
|
Yeni İmzalı Öyküler Arasında – Nalan Barbarosoğlu |
Sayfa:82 |
Anlatılanın duygusu ve düşüncesi –hayattaki gibi– metinde de bir canlılık taşımıyorsa baştan kaybedilmiş bir metin inşa etmekteyizdir çoğu kez. Bu canlılığı nasıl yakalayıp aktarabiliriz?.. Bu sorunun yanıtı her yazara göre farklılıklar gösterebilir... Ama ortak olan, yazma eylemi sırasında boş kâğıtla yazan el arasındaki bütünleşme ve o andaki içtenliktir. |
|
|
Saydım (Şiir) – Emin Kaya |
Sayfa:85 |
|
|
|
Gökova Körfezi’nde (Öykü) – İbrahim Ergin |
Sayfa:86 |
|
|
|
Carol Sortisi (Şiir) – Denizcan Karapınar |
Sayfa:88 |
|
|
|
|
|
EYLÜL 2010 - KİTAP EKİ
Hatice Meryem ile Söyleşi ÖZGE ERCAN 1
Sınanmamış Kadın ELİF SAVAŞ 4
Metin Celâl ile Söyleşi PETEK SİNEM DULUN 5
Nihal Gündüz ile Söyleşi SAİME AKAT 12
Şiir Günlüğü GÜLTEKİN EMRE 14 |
|
|
|
|
|