|
|
ARALIK 2009
|
|
|
Çizgi-yorum – Semih Poroy |
Sayfa:2 |
|
|
|
Birahane Longa (Şiir) – Ahmet Oktay |
Sayfa:3 |
|
|
|
Birahanede Longa Bile Neşelendirmez – Doğan Hızlan |
Sayfa:6 |
Birahaneyi, şiirin bütünü içinde bir nakarat gibi anımsatma imgesi olarak ustaca kullanıyor Ahmet Oktay. Birahane kavramı, bize öylesine güçlü bir toplumsal kesit çağrışımı yaptırıyor ki, onun adı anıldıkça şiir yeniden doğuyor. |
|
|
Ahmet Oktay’ın “Birahane Longa” Adlı Şiiri – Doğan Özlem |
Sayfa:15 |
Ahmet Oktay alçakgönüllülüğe bir psişik özellik olarak değil, bir erdem olarak sahiptir. O etkilenmeye, öğrenmeye hep hazır ve açıktır; fakat edilgin değildir, öğrendiklerini kendi düşünür ve şair kimliğinin potasında kendince yoğurur. Devrimci bilinciyle, merkeziyetçi, baskıcı devlete tepkisini dile getirmekten yorulmaz. |
|
|
Melankoli ve İnsan – Oğuz Demiralp |
Sayfa:18 |
Şiir Kara Bir Zamana Alınlık kitabında yer alıyor. 1983 yılında çıkan bu kitap, Oktay’ın demesine göre, 12 Eylül dönemiyle ilgili. Birahanelerin Türkiye’de gerçekten çoğaldığı bir karanlık longa dönemi. Bir bakıma koltuk meyhanelerinin yerini almıştır birahaneler. Öte yandan, arabesk kültürün dorukta olduğu yıllar bunlar. |
|
|
Birahane Makamında Longa: Umudu Terk Eden de Kurtulmayacak! – Nilay Özer |
Sayfa:21 |
“Birahane Longa”, modern Türkiye’nin acılarla kararmış kısacık tarihine entelektüel bir şairin gözünden bakmamızı sağlar. |
|
|
Feyza Hepçilingirler ve İnce Bir Kristalin Çatlama Sesi – Erendiz Atasü |
Sayfa:24 |
1994 yılında, yerel yönetimler dinci kadroların eline geçtiği günlerde, Feyza’nın Cumhuriyet’te çıkan bir yazısını hiç unutmadım! ‘’Türk aydını mahallene dön!’’ idi o yazının başlığı ve büyük kentlerin dağdağasında halktan uzaklaşmış aydınlarımıza, bir anlamda hepimize bir uyarı, göreve bir çağrıydı o yazı. |
|
|
Yekta Kopan ile Söyleşi – Özge Ercan |
Sayfa:26 |
“Kaybetmek-peşinden gitmek ekseninde gezen öyküler var Bir Baktım Yoksun'da.” |
|
|
Yaşlı Adam ve Aşk (Öykü) – Yıldırım Keskin |
Sayfa:29 |
|
|
|
Oluşum (Şiir) – Eray Canberk |
Sayfa:32 |
|
|
|
25 Yıl Sonra Hasan Hüseyin – Mustafa Şerif Onaran |
Sayfa:33 |
İşte, ölümünden 25 yıl sonra Hasan Hüseyin yeniden gündemde. Bence onun şiirinden yararlanarak bir başka toplumcu şiire geçmek gerekir. Hasan Hüseyin’in şiirinden yola çıkılsa bile, artık o şiiri aşmalı, dolaylı bir anlatımla toplum sorunlarını işlemesini bilmelidir. |
|
|
Yaşam Ülkesi (Şiir) – Yüksel Pazarkaya |
Sayfa:36 |
|
|
|
Şiiri Yeniden Tanımlamak – Osman Hakan A. |
Sayfa:37 |
Elbette, şiirin artık olağanüstü bir popülaritesi yok; şiirin, çok saygın ve farklı bir şekilde kullanıldığı, zevkli ve incelikli bir çağda da yaşamıyoruz. Ama, şüphesiz herzaman şiirin meşalesinde kendini çekinmeden yakacak Proteus’lar olacak. |
|
|
Ölümün Parmak Ucu – Hasan Bülent Kahraman |
Sayfa:41 |
Bizans sergisini gezdim. Çok kalabalıktı. Sarkozy ve Gül önümdeydi. Adamcağız beklediğimden daha ufak tefekmiş. Ayrıca, Gül, hakkında çok özel şeyler anlattı bana. Şaşırmamak elde değil. Ayakkabılarının insanı güldüren topukları. Ağzındaki çiklet. Fakat Gül’e karşı son derecede saygılıydı. Türkleri sevmiyor. Bu her halinden anlaşılıyor. Gül ise vakurdu ve işinin ehliydi. Sonunda tarihe tanıklık etmek burada bulunuşum. |
|
|
Susuyorsam Bil ki (Şiir) – Cezmi Ersöz |
Sayfa:47 |
|
|
|
21. Yüzyıl Masalcısı: İhsan Oktay Anar – Handan İnci |
Sayfa:48 |
Anar’ın romanlarını analiz etmek, parçalara bölüp çözümlemek, kullandığı teknikleri ayrı ayrı göstermek, oyunları, göndermeleri yakalamak, evet, yararlıdır ve eleştirmene büyük bir tat verebilir, ama bu ‘parçalayıcı’ yaklaşım Anar romanlarının okurda yarattığı büyüyü kavratmaya yetmez. |
|
|
Sessizlik Burcunda – Feridun Andaç |
Sayfa:53 |
Sıklıkla altını çizerim: yazarın yurdu dilidir, diye. Kuşkusuz o dili var eden yer/coğrafya önemlidir. Hatta dil rengini, sesini, tınısını oradan alır. Eğer yazarın öyle bir aidiyeti yoksa dili de soluktur, tınısızdır. Ardında büyük yapıt bırakmış yazarların önemli bir bölümü bir yere, bir coğrafyaya bağlı oldukları için dillerini var kılmış, yapıtlarını bununla taçlandırmışlardır. |
|
|
Hepsi Yönetmelikte (Şiir) – Mehmet Mümtaz Tuzcu |
Sayfa:57 |
|
|
|
Kemal Demirel: “Evimizin İnsanları” Eksiliyor – Yusuf Çotuksöken |
Sayfa:58 |
Kemal Demirel, insancıl (hümanist) yazarlardan sayılır; hemen bütün yapıtlarında insanla ilgili sorgulamaları vardır; sorgular insanoğlunu, tanrılar katında, toplumsal ilişkiler bağlamında, kendi yaptıkları/yap(a)madıkları karşısında; ölçütü de hep sevgi’dir. İnsanların hep kendilerine gelmelerini, kendilerine dönüp insan olmaktan kaynaklanan eksiklik ve yetersizliklerini görmelerini ister ısrarla. |
|
|
Bir Direniş Alanı Olarak Şiir – Veysel Çolak |
Sayfa:60 |
Filistin direnişinin şiirini anlama çabası, Türk şiirinin izlek sorununa da katkıda bulunabilir. Bu açıdan da konunun üzerinde düşünmeye gerek var kanısındayım. Çünkü 1980’de sonra, sadece kendine, kendi içine bakan bir şiir anlayışı belirleyici olmaya başladı. Şimdilerde öylesine bir noktaya vardı ki bu, ortaya konan şiirler kendilerini bile anlatamaz duruma geldi. Çünkü geleneği içerip dönüştüremediğinden, kendi bilgilerini de üretemez durumda yazılan şiir. Doğaldır ki içerik kaybolmaya başladığında, biçim de, yapı da kayboluyor. |
|
|
Dolendo ve Blum (Şiir) – Ali Hikmet Yavuz |
Sayfa:62 |
|
|
|
Osmanlı Edebiyatının Özgünlüğü: Bir Fikrin Peşinde İki Amerikalı – Hakan Atay |
Sayfa:63 |
Walter G. Andrews ve Victoria R. Holbrook genel olarak bütün oryantalist ideallere ve önyargılara temkinli yaklaşma noktasında benzer bir tavra sahipler. Ancak, aralarındaki entelektüel ilişkinin, bir tavır ortaklığından öte birtakım nitelikleri olduğunu da söyleyebiliriz. Belki de Türkiye’ye aynı oranda “uzak” ve “yakın” olmanın verdiği rahatlıkla, bu iki akademisyen birçok konuda birbirlerinin çalışmalarından ve ulaştıkları kavramsal betimlemelerden yararlanmışlardır. Bu etkileşimin “özgünlük” ve “özgüllük” kavramları etrafında şekillenen kısmı ise özellikle dikkat çekici. |
|
|
Çevirdim Dilim Yandı – Tozan Alkan |
Sayfa:66 |
Wilde’ın Reading Hapishanesi Baladı’nda çizdiği hapishane tasviri hem kendi saptamalarına, hem de dönemin tanıklarının saptamalarına tam denk düşmektedir. Wilde bu uzun baladında bu gerçekliği daha dramatik kılmak üzere sadece beslemiştir. Yarattığı karakterlerden valinin, papazın ve doktorun hayâli olduğunu belirtir. ‘İnsan gibi’ gardiyanlar da tanıdığını söylemeden edemez. Amacı kişileri yermek değil, sistemi eleştirmektir. |
|
|
Hazer İçin Birkaç Sarı Gül (Şiir) – Hüseyin Ferhad |
Sayfa:69 |
|
|
|
Kadir Gecesi (Şiir) – Olcas Süleymanov |
Sayfa:69 |
|
|
|
Erhan Turgut ile Söyleşi – Tozan Alkan |
Sayfa:70 |
Türkiye ile ilgili yayınlarımız gerek tarih, araştırma ve beau livre çercevesinde devam edecek. Edebiyat alanında daha sistematik bir hale getirmek için yazarlarımızın Fransa’da tanıtılması adına geçtiğimiz yıl “Ecriturques” adıyla bir koleksiyon başlattık. Bu koleksiyonda sadece Türk edebiyatçılarının eserlerini Fransızca olarak yayımlayacağız. Bu seriden ilk olarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ankara romanını yayımladık. Önümüzdeki günlerde 3 yeni kitap daha yayımlanacak. |
|
|
Not Defteri – Hüseyin Yurttaş |
Sayfa:73 |
Ben, feodal yapının çözülmesiyle birlikte halk şiirinin temel niteliğini ve işlevini yitirdiğine inananlardanım. Sözel bir edebiyatın (ve giderek de kültürün) bu çağın iletişim uğultusu içinde son derece ilkel ve cılız kalması kaçınılmazdır. Üretim ilişkileri ve tüketim çelişkileri “üç telli” sazla söylenebilecek boyutları çoktan aşmıştır çünkü. |
|
|
Diyarbakır’ın Son Ermenisi (Şiir) – Kirkor Yeteroğlu |
Sayfa:75 |
|
|
|
Çocukların Geleceği Ayakkabı Bağcıklarına Emanet (Şiir) – Çağdaş Çetinkaya |
Sayfa:76 |
|
|
|
Yeni İmzalar – Enver Ercan |
Sayfa:77 |
Önce şu “içtenlik”ten başlayalım. İletilerinize eklediğiniz mektupların çoğunda gönderdiğiniz ürünlerin içtenlikle yazıldığını söylüyorsunuz. Elbette inanıyorum. Fakat içtenlik dediğimiz şey, bizim içimizde olup biter. Yazdığınız okurla buluştuğunda, artık onun insafına kalmıştır içtenlikli bulup bulmayacağı.
Daha doğrusu şunu demek istiyorum: Şiir ya da öykünüz okurda içtenlikli olduğu duygusu uyandırmışsa, o şiiri-öyküyü içtenliksiz, gayri samimi olarak yazmış olduğunuzu açıklasanız bile fark etmez, fikrini değiştiremezsiniz.
|
|
|
Doğum Günü (Öykü) – Serhan Ergin |
Sayfa:78 |
|
|
|
Görüş Mesafesi (Şiir) – Nilüfer Altunkaya |
Sayfa:79 |
|
|
|
Kadın (Şiir) – Yağmur Sargın |
Sayfa:80 |
|
|
|
|
|
ARALIK 2009 - KİTAP EKİ
Sema Kaygusuz ile Söyleşi NESLİHAN GÜREL 1
Komi ve Kemikler YILDIZ CIBIROĞLU 4
İstanbul Öyküleri Antolojisi AHMET ÖNEL 6
Fuat Çiftçi ile Söyleşi YUNİS ÇAĞLAR 8
Diltozu ERSUN ÇIPLAK 10
Gezgin Satıcı AYDOĞAN YAVAŞLI 11
Erdem Öztop ile Söyleşi MELİHA AKAY 14
Can Özoğuz ile Söyleşi DENİZ YALVAÇ 16
Şiir Günlüğü GÜLTEKİN EMRE 18
Tozlu Raf DENİZ DURUKAN 21
Yeni Yayınlar REYHAN KOÇYİĞİT 22 |
|
|
|
|
|