|
|
ARALIK 2008
|
 |
|
| Çizgi-yorum – Semih Poroy |
Sayfa:2 |
| |
|
|
| Açılır Gecesi “Erlkönig”lerin – Süreyyya Evren |
Sayfa:3 |
| Erlkönig hem kendini, hem de olup biteni eşeleyen bir mahlûktur, kendi çaresizliğinden beslenmez, kendi yıkımıyla kendini aklamak derdinde değildir, en basitinden, dener. Çağırır. Yola çıkana eşlik etmekle yetinmez, yeni yollar açmaya da davet eder. Cüret eder, risk alır, genel olarak ‘alır’. Avangard sanatla radikal solun iç içe geçtikleri zemin bu değil midir? |
|
|
| Der Erlkönig (Erl Kralı) (Şiir) – Goethe |
Sayfa:8 |
| |
|
|
| Saraybosna’da “Der Erlkönig” – Guido Snel |
Sayfa:9 |
| Erlkönig’de babanın oğlunun korkusuna karşı körlüğü, Mehmedinovic ne zaman kendini Saraybosna gerçekliğinin dışında, düşman nişancıların onu hedef alamayacakları bir diyarda hayal etmeye çalışsa, sürekli bir uyarı işlevi görür : yalnızca bir şair değil, aynı zamanda oğlunun babası olarak da tanıklık ettiği bir savaş sürerken, hayallerinin kendisini alıp götürmesine izin vermektedir. |
|
|
| “Hoşçakal Tarzan” Şili’den Belgelenmemiş Söylentiler ve Ortadan Kaybolma Edimleri – Maria Berrios |
Sayfa:13 |
| 1980’lerin içinde yitik bir anında, bu bir şekilde kahramanca, ama aynı zamanda hazin eylemlerin somutlaşmasına rastlanabilir. Muhalefet gösterilerinden birinin yarattığı kargaşanın ortasında, tam bir asker kılığı içinde Pinochet gibi giydirilen bir domuz yavrusu Santiago’nun merkezindeki yayalara ayrılmış yoğun bir cadde olan Paseo Ahumada’da bir intihar göreviyle salıverildi. Carabineros tarafından sıkıştırılan masum çiftlik hayvanı cesur biçimde ortadan kayboldu ve bir daha ondan haber alınamadı. |
|
|
| Doğumunun 100. Yılında Yaşar Nabi Nayır ve Şiirleri – Tuncer Uçarol |
Sayfa:18 |
| Üstelik o genç şairin ilk kitabı (20 yaş kitabı) Kahramanlar pek başarılı sayılmazsa da dört yıl sonraki (yine çok genç) ikinci kitabı Onar Mısra güzel, açık, pürüzsüz sevgili şiirleriyle doludur. Hem de ‘gerçek cinsel şiir’lerle dolu… Dergilerden derlenip seçilmiş Mesafeler’de ise şiir başarısı daha yüksektir… Bunların çoğu bahar gibi bir sevgili için şiirlerdir… Özellikle son yedisinde ise, işte, ne olduysa olmuş, birden o üzünçler, o yalnızlık, hiçlik duygularıyla biten, en çok 28 yaşın, duru şiirleri durur önümüzde. Hece şiirinin, konuşma Türkçesinin olanaklarından gelen ezberleme kolaylıkları da taşır bunlar. Bu da çok önemlidir. |
|
|
| Geride Kaldı (Şiir) – Ahmet Özer |
Sayfa:25 |
| |
|
|
| Denizci Davut (Öykü) – Halikarnas Balıkçısı |
Sayfa:26 |
| |
|
|
| “Şiir Fabrikası” Durdu – Nurullah Can |
Sayfa:29 |
| Dağlarca yaşamında bir kez evlenmiş ve bu evliliği yedi yıl sürmüştü. Çocuğu yoktu. Neden boşanmıştı, pek sormadım. Eşinin, tam şiir çalıştığı saatlerde birden elinde çay tepsisiyle odadan içeri girdiğini ve bu yüzden çalıştığı şiirin uçtuğunu söylemişti. Bunun için boşanmış olabilir gerçekten. İyi bir şiir için bir kolunu verebileceğini söyleyen biri için kendine göre haklı bir neden sayılabilir. |
|
|
| Şiirler – Yüksel Pazarkaya |
Sayfa:31 |
| |
|
|
| Sözcüklerle Görmek – Mustafa Şerif Onaran |
Sayfa:32 |
| Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı okurken dilin gizlerine ne kadar uzak düştüğümüzü anlıyoruz. Dağlarca’yı anlamak, sözcüklerle görmenin ne demek olduğunu bilmek demektir. |
|
|
| “Açık Oturumlar Çağı”nda Yabancılaşanlar – Günseli Sönmez İşçi |
Sayfa:35 |
| Romanda doğa-kadın özdeşliği konusunda son derece çarpıcı bir açılım var; ekofeministlerin bir kesiminin önerdiği doğrultuda, doğa-kadın bağlantısını onaylayan ya da bunu reddetmeyen fakat aynı zamanda bunun ötesine geçerek kültür-kadın ilişkisini gündeme getiren bir yaklaşım bu. |
|
|
| Çakışma (Şiir) – Hidayet Karakuş |
Sayfa:42 |
| |
|
|
| Üçlü Yol Kavşağında Çilekli Pasta (Öykü) – Zafer Doruk |
Sayfa:43 |
| |
|
|
| Döner-Bant (Şiir) – Fikret Demirağ |
Sayfa:44 |
| |
|
|
| Füruzan’la “Sevda Dolu Bir Gençlik” – Haydar Ergülen |
Sayfa:45 |
| Füruzan da, saygı duruşunda bulunduğu yazarların çoğu gibi sol gelenek içinde yer alır, ama o ‘toplumcu gerçekçilik’ anlayışına hikâyede yeni zenginlikler, derinlikler, boyutlar katmıştır. Füruzan bir ‘gerçekçilik’ adına olmaktan çok, yine de solun belki en çok ihmal ettiği, ama herkesin soldan en çok beklediği, kaldıysa ağırlığını hissettirmesini istediği yerden söz alır: Adalet duygusu, ahlak ve vicdandan. |
|
|
| Arka Bahçe Defteri III: Pastoral – Matthew Gumpert |
Sayfa:52 |
| Arka bahçede, aslında, insanlık ve hayvanlar âlemi arasında büyük bir fark yoktur. Burada, insanlar bir pencere eşiğine kısaca duraklayan küçük ürkek serçeler gibilerdir, arkalarındaki duvarın aynı rengi olduklarından dolayı kolayca görünmeyen gri, sinsi, minik farelerdir. |
|
|
| Yabanda Gül Yemişi – Feridun Andaç |
Sayfa:55 |
| Düşününce kurmayı tasarladığım bir kitabın yolunu, yedi kapı imgesine dönüyorum yüzümü… Çocukluk kentimin yedi kapısını hatırlıyorum şimdi… Ve yedi günah, yedi yazı aynası gelip duruyor karşımda… |
|
|
| Merhum Kemal Basmacı Bey’le Hasbıhal/ II – Halûk Sunat |
Sayfa:58 |
| Hayatı ve karşı cinsle –aşkî– ilişkinizi yaşayışınız itibarıyla epeyce çocuksu, narsisistik bir yapınız olduğunu okurla paylaştık. Evet, öyle bir yapının, özellikle de aşk ilişkisini böyle yaşaması tutarlı ve inandırıcı. Yer yer, o yapının kendini tasarruf edişinin içeriden yakalanmış çok güzel örnekleri var. Ama yer yer, yazınsal verili kendilikle bağdaşmayan kesitler de var. |
|
|
| Trapezde Melankoli (Şiir) – Cihan Oğuz |
Sayfa:65 |
| |
|
|
| Bodrum Bir Bakıma İlhan Berk Demekti – Tekin Gönenç |
Sayfa:66 |
| Akşam gezilerimizi haftanın iki-üç günü yapardık. Bu yürüyüşleri bir spor olarak düşünürdü. Sabahları ise son zamanlarına kadar deniz kenarındaki evinden kıyıya iner, en az bir saat kadar yüzerdi. Çoğu kişi tarafından bilinmeyen bir yanı ise futbol merakı idi. |
|
|
| “Kore Dağlarında Tabakam Kaldı” – Murat Tuncel |
Sayfa:69 |
| Taksim meydanının altına yerleştirilmiş genişçe bir kat düşünün, orada yüzlerce yayınevinin binlerce kitabı sergileniyor. Bu pazarın en önemli özelliği ise her ay sergilenen yapıtların mutlaka yer değiştirmesi. Yani bizdeki gibi popüler (neye göre ise) beş kitabın aylarca görünen ve kiralanan rafları işgal etmesi olanaksız. Çünkü her ay yayınevleri yeni çıkan kitaplarını ön raflarında sergilemeyi etik bir gelenek haline getirmişler... |
|
|
| Hakir (Şiir) – Seyyidhan Kömürcü |
Sayfa:73 |
| |
|
|
| Amin Maalouf: “Yüzüncü Ad” – Mehmet Fatih Uslu |
Sayfa:74 |
| Amin Maaoluf’ın Yüzüncü Ad romanının kahramanı Baldassare, Lübnan’ın Cübeyl şehrinde yaşayan zengin bir kitapçı, antika tüccarıdır. Aslen İtalyan’dır. Haçlı dedeleri 11. yüzyılda Cübeyl şehrine gelmiş, geri dönmemiş ve uzunca süre bölgeyi idare etmişlerdir. Romanda, Arapça ile İtalyancayı eşit derecede iyi konuşan Baldassare’nin atalarının geldiği topraklara, yani doğudan batıya doğru yaptığı uzun yolculuk anlatılır. |
|
|
| Çelik Kasada Kuşlar (Şiir) – Çiğdem Sezer |
Sayfa:77 |
| |
|
|
| Hermes Records: İran Müziğinin Yenilikçi Yüzü – Orhan Kâhyaoğlu |
Sayfa:78 |
| Hermes’in yayın politikasında benzersiz bir çeşitlilik var. Bu çeşitlilik Türkiyeli müzisyenlere de değiyor. Hermes Records’dan İran Kürtlerinden tambur virtüözü Ali Akbar Moradi ile Türkiyeli bağlama sanatçısı Ulaş Özdemir’in birlikte çıkardığı “The Companion” adlı bir albüm söz konusu. Kürt Sufi müziğinin ana çalgısı tamburu, virtüöz düzeyinde çalmanın yanında, bu enstrümanın doğaçlamalarıyla kişiliğini başkalaştıran Moradi, Özdemir’le birlikte bu albümde sıra dışı düetlere yöneliyor. |
|
|
| Rimbaud’nun Seyir Defteri – küçük İskender |
Sayfa:84 |
| Şiir trafiğine çıkıp mısra altında ölenler olmuştur, eminim, görüşmeyeli. Ruh çağırma seanslarına katılıp Rimbaud’yu çağıralım derken kendi ruhunu kaptıranlar da hakeza. Mamafih, fettan günlerin düğümünü çözmek, çözdüğün ipin çilesinden kumaş örmek de marifet işte. Herkesin harcı değil. Harca eğilip baktın mı anlıyorsun cehennemin kaç kat olduğunu. Âdem’in kaç kat olduğunu. Havva’nın katmerlerini. Şiir neresine sıkışmış; neresinde yara bu şiir, neresinde umut, neresinde şenlik; bir bir çıkıyor ortaya. |
|
|
| Gogol ile Nasıl Tanıştım (Öykü) – Doğukan İşler |
Sayfa:85 |
| |
|
|
| Macera (Şiir) – Emre Varışlı |
Sayfa:87 |
| |
|
|
| Kıyamet Senden Kopar (Şiir) – İsmail K. |
Sayfa:88 |
| |
|
|
| Ayak Bastım Gökyüzüne (Şiir) – Nurhak Kaya |
Sayfa:88 |
| |
|
|
| Uykudan Sonra (Şiir) – Yusuf Yağdıran |
Sayfa:88 |
| |
|
|
|
|
ARALIK 2008 - KİTAP EKİ
Hatice Meryem ile Söyleşi ÖZGE ERCAN 1
Semra Topal ile Söyleşi MELİKE AYDIN 4
Schiller İCLAL CANKOREL 6
Dört Güzeller FERHAN BAYRAKTAR 8
Nilüfer Açıkalın ile Söyleşi TÜRKÂN YEŞİLYURT 9
Yazarlara ve Yapıtlara Yönelik Okumalar ÖMER AKŞAHAN 14
Aşırılı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın SANEM SİRER 15
Kedi Uykuları PERİHAN BAYKAL 17
Harf ve Ötesi BURCU BAŞAR 20
Günü Gününe Şiir Günlüğü GÜLTEKİN EMRE 21
Yeni Yayınlar REYHAN KOÇYİĞİT 23 |
|
|
|
|
|