|
|
MART 2007
|
|
|
Çizgi-yorum – Semih Poroy |
Sayfa:2 |
|
|
|
Çeviri Etiği Açısından İntihaller – Betül Parlak |
Sayfa:3 |
İntihal, yani “aşırma”, en genel anlamıyla bilimsel, düşünsel ve sanatsal bir ürünün kopyalanıp bir başkasının “ürünü” imiş gibi gösterilmesidir. “İntihalci”, bu eylemiyle “haksız” ve “yersiz” bir saygınlık kazanır, “sahte bir otoriteye” dönüşür, bir başkasına ait “fikrî hakları” ve buna bağlı “ekonomik hakları” gasp etmiş olur. |
|
|
Koruda Karlı Bir Gece (Şiir) – Robert Frost |
Sayfa:8 |
|
|
|
İntihal Kültürü – Sabri Gürses |
Sayfa:9 |
Çeviri intihalinin yaygın olarak görüldüğü yayıncılık alanının, klasik eser yayıncılığı olduğu söylenebilir. Günümüzde birçok yayıncı klasik eser yayıncılığını, iyi bir sermaye birikimi yolu olduğu için yapıyor. Çok sayıda yayınevinin bir klasik eserler dizisi var. İntihal ya da korsan çeviri yayıncılığı ise, bu sermaye birikimi sürecini yoğunlaştırmak için yapılıyor. |
|
|
Bakışmalar ,Göz Kaçırmalar (Şiir) – Cem Uzungüneş |
Sayfa:16 |
|
|
|
Çeviride İntihal: Montaigne’in “Denemeler”i – Şilan Evirgen |
Sayfa:17 |
Çeviride kolayca intihal yapılabilmesinin nedenlerinden biri, şüphesiz, telif yasasının ülkemizde henüz tam anlamıyla oturmamış olmasıdır. Bunun yanı sıra çevirmenliğin henüz tam anlamıyla bir meslek olarak kabul edilmemesi ve çevirmen haklarının yeterince korunamaması da intihal yapılmasına neden olan faktörlerdendir. |
|
|
Robinson Crusoe Metinleri Bağlamında Çeviri İntihalleri – Özge Çelik |
Sayfa:20 |
Ölçütleri belirlediğimizi varsayarsak, hangi ölçüte ne kadar ağırlık vereceğimizi nasıl saptayacağız? İntihalleri her yönüyle kuşatan ölçütler, bütün bu benzerlikler göz önünde bulundurulduğunda, çevirilerin çoğunu da zan altında bırakmaz mı? Kısmi olmakla beraber, intihalden intihal olduğunu düşündüren örneklerle dolu bir piyasada, şu “düpedüz” çalıntı çevirilerin bir ucundan girsek başka bir yerden çıkamaz mıyız? |
|
|
Şiirler – Necmi Zekâ |
Sayfa:24 |
|
|
|
Soruşturma: Çevirmenler ve Çeviri Korsanlığı |
Sayfa:25 |
Yazın dünyasının gündemindeki önemli sorunlardan biri, çeviri intihalleri. Birçok kitap, daha önce yapılmış çevirinin üzerinde sözcük ya da cümle düzeyinde kimi değişiklikler yapılarak, bazen takma bir çevirmen adıyla, bazen de çevirmen adı belirtilmeye gerek bile duyulmadan yayımlanıyor. Bu korsan çevirilerle, işin etik boyutu bir yana, “gerçek” çevirmenlerin ve dürüst yayıncıların emekleri gasp edildiği gibi, kimi yayınevleri haksız kazanç elde ediyor ve bu tutum yayıncılık dünyasında giderek yaygınlık kazanıyor.• Çevirdiğiniz kitaplarla ilgili olarak böyle bir durumla karşılaştınız mı? • Okuduğunuz çeviri kitaplarda bu tür örneklere rastladınız mı?• Bu konuda ne gibi önlemler alınabilir? |
|
|
Soruşturma: Çeviri Kurumları ve Çeviri Korsanlığı |
Sayfa:29 |
Bu konuda size başvuruda bulunanlar oluyor mu? Elinizde bir istatistik var mı? Ne gibi çalışmalalar yapıyor, ne tür önlemler alıyorsunuz? |
|
|
Selim İleri ile Söyleşi – Nalan Barbarosoğlu |
Sayfa:32 |
İrene bana öyle geliyor ki, bazı realiteleri bildiği halde, yaşadığı dönemin değiştirilebileceğini, toplumsal düzenin yeniden yapılanabileceğini sanıyordu. Yazarken çelişkiye düşüyor muyum diye epey tedirginlik duydum. Fakat yazdıklarımı dizginlemeye çalışmadım. Belki de bir bilge kişi aramadım İrene’de. Galiba ödünsüz bir bilgeliği de inanmıyorum. |
|
|
“Hepsi Alev”... Parça Tesirli Roman – Murat Batmankaya |
Sayfa:37 |
Selim İleri’nin 1968’de yayımlanan Cumartesi Yalnızlığı adlı kitabının arka kapağındaki cümle, neredeyse Hepsi Alev için de geçerli: “Amacı: Daha eşitliksever, daha insancıl, daha duygusal bir yeryuvarlağına ulaşmak için çektiği bunalımı –varsa eğer- duyanlarla paylaşmak.” |
|
|
James Cagney Öyküm – Erje Ayden |
Sayfa:40 |
James Cagney hakkında genel bilgim vardı. İrlandalı işçi bir baba ile Norveç’li annenin çocuğu olarak 1899’da New York’ta doğmuştu. Yoksuldular. Bir süre Columbia Üniversitesi’nde mimarlık okumuş ama parasızlıktan eğitimi yarım kalmıştı. Sonra bir vodvil ekibinde şarkıcı ve dansörlük yapmışsa da kadın taklitleriyle ünlenmişti. Kısa sürede kendisini Hollwood’ta da kanıtlamış, hem dram hem de komedi filmlerinde başarılı olmuştu. “Yankee Doodle Dandy” müzikalindeki rolü için 1942’de Oscar alacaktır. |
|
|
Ortadoğu 2006 (Şiir) – Aydın Hatipoğlu |
Sayfa:41 |
|
|
|
Yıldız Tozu (Öykü) – Elvan Çubukçu |
Sayfa:42 |
|
|
|
Ayrılık Provaları (Şiir) – Kemal Varol |
Sayfa:44 |
|
|
|
Kendini Aşan Ozan: Sezai Karakoç – Mustafa Şerif Onaran |
Sayfa:45 |
Sezai Karakoç’un tek bir şiirinde bile onun kişiliğini, ayrıcalı dünyasını tartmak, bize gönül gözüyle görmenin ne demek olduğunu öğretecektir. Ama kendini satacak kadar küçülen insanlar arasında içimizden gölge gibi geçen, ruh yeteneği kazanan ozanlar da var. Sezai Karakoç bunlardan biri. Belki de böyle bir başka ozan yok. |
|
|
Ölüler İçin Oda Müziği - XII (Şiir) – Celâl Soycan |
Sayfa:48 |
|
|
|
Kültür Gündemi - Edebiyatımızda Irkçılık – Barlas Özarıkça, Deniz Kavukçuoğlu, Mustafa Köz, Roni Margulies,Sabit Kemal Bayıldıran, Zeki Coşkun |
Sayfa:49 |
Hrant Dink suikastından sonra Türkiye’de yükselen milliyetçi dalganın ırkçılıkla kol kola giden boyutu tartışılmaya başlandı. “Bizde ırkçılık yoktur” söylemi aralandı, ırkçılığın ne olduğu, nerelerde ve nasıl görünürleşebildiği gündeme geldi. Doğrudan milliyetçiliği ve hatta ırkçılığı sahiplenen odakları bu açıdan değerlendirmek işin bir yönü; bir diğer yönü de genel olarak kültür alanına bakmak ve Türkiye kültürüne nüfuz etmiş ırkçılık kavrayışlarının neliğini sorgulamak. Bu anlamda edebiyatın önemli bir gösterge sayılabileceğine kuşku yok. Konuya yönelik farkındalığımızı artırmak ve olası tartışma alanlarını belirginleştirmek adına “Edebiyatımızda Irkçılık” olgusunu irdelemek istedik. • Edebiyatımızda ırkçılığın tezahürleri dendiğinde aklınıza ne geliyor, bu konuda neler söyleyebilirsiniz?• Bu konuda dolaylı değinmelerin sessiz kabulleri ne anlama geliyor? Irk terimleriyle düşünmenin meşruluğu edebiyatımızda ve edebiyat tarihi yazımında nasıl işliyor, ırk kavramının –açıktan veya örtük olarak– ele alınışını nasıl değerlendiriyorsunuz?• Türk edebiyatı yerine Türkiye edebiyatı ifadesinin yeğlenmesi çerçevesinde de bir ayrışma var. Bu kategorilere nasıl bakıyorsunuz? |
|
|
Gövdem Benim, Korkunç Pusulam... – Esra Ermert |
Sayfa:56 |
Akıl, ruh aslında gövdeyi sevemez, diyor Enis Batur Gövde’m’de. Belki şöyle de söyleyebiliriz, gövde, akıl ve ruha dar gelir. Ruh halimiz ne olursa olsun bize verilen gövdeye sıkışıp kalmışızdır. Üstüne üstlük toplumsallıktan kaynaklanan pek çok farklı cendere yüzünden bu mutlak gövdeyi bir de belki hiç istemediğimiz gibi örtmek, açmak, boyamak, giydirmek zorunda kalırız. |
|
|
Sudan Bir Deneme – Gürhan Tümer |
Sayfa:60 |
Su kentlerini kendi sularında bırakıp, başka sulara doğru yol alıyorum ve su kentlerinin yanı sıra, sudan kentlerin de var olup olmadıklarını düşünüyorum. Uzun süre düşündükten sonra, onların hem var olduklarına hem de var olmadıklarına karar veriyorum. Bir kentin sudan bir kent olarak nitelenebilmesi için, sudan yapılmış olması, sudan, salt sudan oluşması, evlerinin, sokaklarının su olması gerekir. Olanaksız bir şeydir bu. Ama öte yandan da, tıpkı şair için olduğu gibi, denemeci için de, hiçbir şey olanaksız değildir; sudan kentler de. |
|
|
Üzümden Şaraba Geçmek – Abdülkadir Budak |
Sayfa:62 |
Behçet Necatigil, Melih Cevdet Anday, Ece Ayhan, Şükran Kurdakul, Ataol Behramoğlu gibi şairlere olan gönül borcumu, bu bayrağı taşımak suretiyle ödeyebilirim ancak. Ben de tutar, onlardan öğrendiğim gibi yaparım, dikkatleri genç bir şaire çekmeye çalışırım. Onlar kadar etkili olmayabilirim, ama yaparım. |
|
|
Sözün Acı Dölü (Şiir)– Fuat Çiftçi |
Sayfa:66 |
|
|
|
Eleştiri Tarihinden – Mehmet Rifat |
Sayfa:67 |
Fransa’da yayımlanan birçok derginin (Langages, Langue française, Revue d’esthétique, vb.) “çeviri” özel sayılarını da yönetmiş bulunan J.-R. Ladmiral’in ayrıca Almancadan (J.Habermas, Th.W.Adorno, E. Kant, F. Nietzsche) ve İngilizceden (E. Fromm) Fransızcaya kazandırdığı birçok çevirisi de vardır. |
|
|
Ölüm Konuşabilir (Şiir) – Şakir |
Sayfa:72 |
|
|
|
Kadınlardan Feminist Ütopyalar – Hande Öğüt |
Sayfa:73 |
Feminist yazarlar bir yandan kadınların özgürleştiği toplumları betimleyen ütopyaları, bir yandan da totalitarizmin baskısı altında “şeyleşen” kadını da gündeme getiren distopyalar kaleme aldılar. Ancak her iki türde de kökleşmiş toplumsal cinsiyet meselesini ve dildeki eril egemenliği dert edindiler. Dili ataerkil etkilerden kullanmak için kimi sözcükleri kaldırıp yeni sözcükler, betim ve tanımlamalar getirdiler eserlerinde |
|
|
Nobel’e Yolculuk (III) – Feridun |
Sayfa:79 |
Edebiyattaki başarılar bir yarış gibi görülür, gösterilmeye çalışılır... Nobel de öyle algılandı ne yazık ki... Nasıl/niye/neden verildiği çok konuşuldu, komplo teorileri kuruldu. Dinlenilenlerle bir kitap bile yazılabilir. Özü bırakıp sürekli anlam kaymaları yaşıyoruz. Anlatılmak, verilmek istenileni göremiyoruz ne yazık ki. |
|
|
Tanıdığım Ozanlar ve Âşıklar – Erdoğan Alkan |
Sayfa:82 |
Zülfü Livaneli’yle tanıştırıyorum Feyzullah’ı. Pek çokları gibi o da hemen ağına düşüyor Livaneli’nin. Bir gün yurtdışından bir pasaport geliyor evime. “Bana geldi, gecekonduda oturduğum için, kaybolur diye senin adresini verdim. Bir arkadaşımın araba satışıyla ilgili,” diyor Feyzullah Çınar. Sandığım kadarıyla Zülfü Livaneli’yi yurt dışına o pasaportla Feyzullah Çınar kaçırıyor. |
|
|
Edebiyatta 1970’li Yıllar ya da Edebiyat Tarihi Nasıl Yazılır? – Tahir |
Sayfa:85 |
Elbette elimizdeki metin, sonuçta eleştirmenin kendi öznelliği içinde savrulabileceği bir ‘eleştiri’ metni de değil, Türk Edebiyatı Tarihi gibi genel ve kuşatıcı ad taşıyan, dahası vergilerimizden pay alan bir kamu kuruluşu tarafından yayımlanan bir metin. Bunun gerektirdiği dikkati, titizliği ve nesnel tutumu emek veren herkesten istemek de hakkımız. |
|
|
Not Defteri – Hüseyin Yurttaş |
Sayfa:88 |
Şiirin başı birçok şeyle belada ama bunların en önemlisi galiba mikrofondan toplu yerlerde ve bir de ekranlarda okunması olsa gerek. Alt alta dizilmiş bir sürü yavan sözü, biraz da yankılı bir sesle, arkasında (uysun uymasın) bir müzikle okudunuz mu, şiiri kitlelere aktarmış oluyorsunuz. |
|
|
Güzel ve Kadın (Şiir) – Ali Fil |
Sayfa:89 |
|
|
|
Yeni İmzalar – Enver Ercan |
Sayfa:90 |
Bu ay “bilgi”yi kendimden vereyim: Eğer yıllardır dergicilik yapıyorsanız, hem de kapağınızda, hem de yazarına kitabının adını yanlış söyletmenin mazereti olmaz. İbrahim Yıldırım’ın kitabının adı Hal ve Zaman Mektupları olacaktı. İkincisi; şiiri Mehmet Zaman Saçlıoğlu gönderdiği için onun sandım; meğer okumam için Fulya Engin’in şiirlerini göndermiş. Bu da mazeret kabul etmez. İbrahim Yıldırım için yapacak bir şey yok; bu durum artık Edebiyat Komiseri’nin alanına girer! Ama şiiri, sahibinin imzasıyla yeniden yayımlamak da bana düşer. Öyle bir şiiri, imzası kim olursa olsun yayımlarım çünkü. |
|
|
Birisi (Şiir) – Cihat Duman |
Sayfa:90 |
|
|
|
Muallâ Hanım ve Esrarengiz Flütü (Öykü) – Melik Külekçi |
Sayfa:91 |
|
|
|
Kırpık (Öykü)– Ali Ünal |
Sayfa:93 |
|
|
|
Yeğlerdi Düş (Şiir) – Fulya Engin |
Sayfa:94 |
|
|
|
Ve Bıçak (Şiir) – Neslihan |
Sayfa:94 |
|
|
|
Edebiyat Komiseri – Krimonolog Dr. Kemal Şahingözlü |
Sayfa:95 |
Kimi zaman eleştirilerimin ayarını biraz kaçırmış olsam da, altı yıldır yazılarımı okuyanlar ve beni tanıyanlar çok iyi bilir: Ben de kibar ve nazik biriyimdir; dahası kindarlığa, düşmanlığa varan edebi takıntılarım yoktur. İyi edebiyatı bulur, mutlaka okurum. İyi bir yazarın, iyi bir şairin “kimlerden” olduğu beni hiç ilgilendirmez… Kısacası görevim ve unvanım “resmi” çağrışımlara açık olsa da ben Sayın Aslankara’nın, “Resmi Roman, Sivil Roman adlı yazısında yer yer tanımladığı anlamda “sivil” bir yazarım; hem de çok! Çünkü kendime bile itaatsizlik edebiliyorum! |
|
|
|
|
MART 2007 - KİTAP EKİ
Mart 2007 – Kitap Eki
Ayla Kutlu ile Söyleşi TÜREY KÖSE 1
Şiir Kuşatması NURDURAN DUMAN 4
Haydar’ı Öldürmek NERMİN YAZICI 6
Muhayyelât-ı Aziz Efendi FERYAL TİLMAÇ 8
Yazarlığının 40. Yılında Yusuf Çotuksöken KEMAL BEK 10
Nezihe Muhiddin-Bütün Eserleri ZÜHAL DOĞAN 12
İnanna ŞABAN AKBABA 16
Nasıl Yazar Olunur? ÖNER CİRAVOĞLU 17
Tozlu Raf DENİZ DURUKAN 18
Şiir Taşı MUSTAFA KÖZ 19
Yeryüzü Kitaplığı GÜLCE BAŞER 20
Yeni Yayınlar REYHAN KOÇYİĞİT 22 |
|
|
|
|
|